HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken’i, tutuklu yargılandığı davada, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ ve ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı.
Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 4 Kasım’da tutuklanan, 30 Ocak günü yapılan ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan ve savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. ‘devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçu da dahil olmak üzere 7 suçtan beraat eden Baluken, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, 4 kez ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ ve 4 kez ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından ceza aldı. Balukun’un tutukluluğunun devamına hükmeden mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı.
‘KONUŞMALARI, YASAMA SORUMSUZLUĞU KAPSAMINDA DEĞİL’
83 sayfalık kararda Baluken hakkındaki iddiaları ve savunmaları inceleyen mahkeme, PKK terör örgütü hakkında ayrıntılı açıklama yaptı. Baluken’in yasama dokunulmazlığının devam ettiği ve yargılamanın dokunulmazlık kapsamında kaldığı gerekçesiyle durdurulmasına ilişkin talebin incelendiği kararda, milletvekillerinin dokunulmazlığının anayasaya eklenen geçici madde ile kaldırılmış olması ve düzenlemenin anayasa değişikliği suretiyle yapılmış olması nedeniyle reddine karar verildiği belirtildi. Baluken’in konuşmalarının yasama sorumsuzluğu kapsamında kaldığına ilişkin talebinin bulunduğu belirtilen kararda, sanığın Meclis çalışmaları sırasında yaptığı konuşmalara dair tutanakların getirtildiği kaydedildi. Tutanaklara göre, Baluken’in aynı veya benzer konuşmaları Meclis çatısı altında yapmadığını belirten mahkeme, konuşmaların yasama sorumsuzluğu kapsamında olmadığına karar verildiğini ifade etti.
MAHKEMEDEN AİHS VURGUSU
Baluken hakkında, Demokratik Toplum Kongresi’nin 2011 ve 2012’de yapılan iki ayrı kongresindeki konuşmaları nedeniyle ‘Devletin birligini ve ülke bütünlüğü bozma’ iddiasıyla dava açıldığını belirten mahkeme, sanığın konuşmalardan birinin kendisine ait olmadığını söylediğini kaydetti. Mahkeme, sanığın kendisine ait olmadığını belirttiği konuşmasında suç unsuru görmediği için konuşmanın kendisine ait olup olmadığı konusunda araştırma yapmaya dahi ihtiyaç duymadığını ifade etti. Baluken’in konuşmasında vahim nitelikte eylem gerçekleştirildiğine dair delil bulunmadığı belirtilen kararda, “Sanığın konuşmasının terör örgütünün başvurduğu şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek, bu yöntemleri övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığından ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde garanti altına alınan masumiyet karinesi uyarınca sanığın atılı suçu işlediğini gösterir mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmiştir” denildi.
Baluken’in, 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır’da yapılan gösteriye katılması nedeniyle ‘Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’ suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirten mahkeme, sanık hakkında aynı olaydan açılan ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ davasından ise beraatine karar verildiğini açıkladı. Baluken’in belirtilen eylemde yaptığı konuşmanın içeriğinin terör örgütünün başvurduğu şiddet ve tehdit içeren yöntemleri meşru gösterecek, bunları övecek, bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığını kaydeden mahkeme, eylemin kanunda suç olarak tamamlanmamış olması nedeniyle beraat kararı verildiğini ifade etti.
‘KONUŞMALARI DÜŞÜNCE VE İFADE HÜRRİYETİ KAPSAMINDA DEĞİL’
İdris Baluken’in 27 Şubat 2016 tarihinde yapılan kanuna aykırı yürüyüş sırasında yaptığı konuşma sırasında Sur ilçesinde terör örgütü mensuplarına karşı operasyonların devam ettiğini belirten mahkeme, sanığın konuşmasında terör örgütü üyelerinden ‘direnişçi’ ve Sur ilçesindeki terör örgütü üyelerinin yaptığı terör faaliyetlerinin de ‘direniş’ diye söz ederek övdüğünü kaydetti. Baluken’in konuşmasının, PKK/KCK terör örgütü üyelerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek mahiyette olduğunu belirten mahkeme, sanığın fiillerinin düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında kabul edilemeyeceğini ve eyleminin bir bütün halinde propaganda suçunu oluşturduğunu belirterek, bu eylemden dolayı da ceza verildiğini kaydetti.
Baluken’in terör örgütü propagandasına dönüşen 7 ayrı eyleme katıldığı belirtilen kararda, 2011- 2016 tarihleri arasında yapılan bu eylemlerin 6’sının PKK/KCK terör örgütünün çağrıları üzerine gerçekleştirildiği belirtildi. Bu eylemlerden ikisinin yapıldığı tarihlerde sanığın Sur operasyonlarındaki terör örgütü mensuplarını direnişçi olarak övdüğü ve selamladığı, bu şekilde süreklilik, çeşitlilik ve sıklık gözetildiğinde sanığın ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan cezalandırılmasına karar vermek gerektiği ifade edildi.