Diyarbakır Barosu’nun önceki dönem başkanı ve yönetim kurulu üyelerine 24 Nisan’da yayımladıkları bildiri nedeniyle Batman Ağır Ceza Mahkemesi’nde, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, TBMM’yi aşağılamak” suçundan dava açıldı.
Diyarbakır Barosu önceki başkanı Ahmet Özmen ve yönetim kurulunun 24 Nisan 2018 tarihinde yayımladıkları “Ermeni Halkının Dinmeyen Büyük Acısını Paylaşıyoruz” başlıklı bildiri nedeniyle haklarında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301’inci Maddesi gereğince “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, TBMM’yi aşağılamak suçundan” dava açılmasına karar verildi.
‘HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA ALENEN TAHRİK’ SUÇLAMASI
Emniyet Müdürlüğü’nün talebi ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma için Adalet Bakanlığı’ndan izin istedi. Bakanlığın soruşturma izni vermesi ile Batman Ağır Ceza Mahkemesi, önceki dönem Baro Başkanı Amet Özmen ve önceki dönem yönetim kurulu üyeleri Mahsum Bati, Nuşin Uysal Ekinci, Cihan Ülsen, Sertaç Buluttekin, Muhammet Neşet Girasun, Serhat Eren, İmran Gökdere, Velat Alan, Ahmet Dağ ve Nahit Eren hakkında, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, TBMM’yi aşağılamak suçundan” dava açılmasına karar verdi.
Haklarında dava açılacak olan baronun önceki başkan ve 10 yöneticisi TCK’nın 301’inci maddesinden yargılanacak.
YAYIMLANAN BİLDİRİDE NE YAZIYORDU?
24 Nisan 2018’de Diyarbakır Barosu’nun yayımladığı bildiride, “Bugün, insanlık tarihine bir katliamın, büyük bir acının ve utancın düştüğü bir gün. Tam 103 yıl önce bugün bir halk, zulme, büyük felakete ve acılara gark edildi. Yaşananları “Büyük Felaket” olarak ifade eden Ermeni halkı, 24 Nisan 1915’te tarihin o güne kadar tanık olduğu en büyük felaketlerden birine maruz kaldı.
24 Nisan 1915 günü ve sonrasında yaşananlar o kadar büyük acılara sebep olmuştur ki; Ermeni Halkı 24 Nisan gününü yaşanan bu acılardan ötürü Soykırım Günü olarak kabul etmektedir.Ermeni halkına yönelik dönemin muktedirleri tarafından önce Ermeni aydın ve önderlerinin tasfiyesi şeklinde, sonrasında ise “Tehcir Kanunu” adı altında, askeri birlikler ve istihbarat örgütü Teşkilatı Mahsusa aracılığıyla bir milyonu aşkın sivil insanın Suriye sınırına doğru ölüm yolculuğuna çıkarılması suretiyle acımasız politikalar yürütülmüştür.
Yaşanan acılar o denli büyük olmuştur ki; Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesindeki” “jenosit” tanımı Ermeni halkına yapılanlardan esinlenerek düşünülmüş ve kaleme alınmıştır.Ermenilerin yaşadığı İstanbul, Diyarbakır, Van şehirlerinde ve Anadolu’nun diğer bir çok şehrinde katliamların, sürgünlerin ve tehcirin yarattığı tahribat ve derin acı halen dimağlarda tazeliğini korumakta ve Anadolu halklarında anlatılagelmektedir.İnsanlık hafızasından hiçbir zaman silinmeyecek bu büyük felaketi yaşayan Ortadoğu ve Anadolu’nun kadim halklarından Ermeniler’in acısını Diyarbakır Barosu olarak paylaşıyoruz. Soykırımda yaşamını yitiren sivil-masum tüm Ermenileri saygıyla anıyoruz” ifadelerine yer verilmişti. (Kaynak: M.A)