TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun, “Sur, 103 günlük çatışmalı dönemde değil, sonraki 4 yıllık süreçte yıkıldı” dedi.
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun, yasaklı Sur’daki yıkımı değerlendi.
Hazırladıkları raporlara da yansıttıkları gibi çatışmaların yaşandığı dönemde Sur’un sadece yüzde 10’unu yıkıldığını söyleyen Hatun, “Yasağın bitiminden sonraki süreçte Sur’un haritan silinişi süreci başlatıldı. Devlet eliyle bilerek ve isteyerek sistematik olarak 6 mahallenin tamamı ortadan kaldırıldı. Aslında Sur, 103 günlük çatışmalı süreçte yıkılmadı, ondan sonraki 4 yıllık süreçte yıkıldı” diye belirtti.
Devletin 4 yıldır üstlendiği Sur’u inşa etme girişiminin boşa çıktığını ifade eden Hatun, nedenini şöyle açıkladı: “Hiçbir yerel sivil toplum örgütü ve halk bu işin başında yer almadı. Sur’u rüyasında bile göremeyen bir devlet mekanizması, Ankara’da Koruma Kurulu Planı’yla projeler uydurup, hiç görmedikleri bir alana uydurmaya çalışıyor. En temel eksiklikleri burası. Sur’un dışında, Sur’u yaşamamış, bilmemiş, Sur üzerinde iki cümleyi bir araya getiremeyen bir devlet, burada Sur’u inşa etmeye çalışıyor.”
Hatun, çatışmanın bittiği günden beri bu duruma engel olmak için 10’dan fazla başburu yapmalarına rağmen tüm başvurularının reddedildiğini de ekledi.
Arkeolojik sit alanı konumunda olan bölgeye tırnak ve diş fırçasıyla müdahale edilmesi gerekirken dozer ve diğer büyük iş makinalarıyla girildiğini belirten Hatun, yine arkeolog, mühendis ve mimarların girmesi gereken Sur’a yalnızca müteahhitlerin sokulduğunu kaydetti.
Hatun, yasaklı mahallelerde inşa edilen evlere dair ise “Diyarbakır Evi dedikleri betonarme yapı üzerine tuğla koymuşlar, bazaltlama yapmışlar. Bazalt taşları Diyarbakır bazaltı bile değil. Sur’u var eden Diyarbakır’ın bazaltıdır ama Kayseri’den getirmişler bazaltı. O bazaltlar da şuan dökülmüş durumda. Döküldüğü için de açamıyorlar yeni yapıları. Bu da şunu gösteriyor; amaç tarihi yaşatmak değil, rant elde etmek. Birkaç yandaş müşahidi zenginleştirmek. Evler hiçbir şekilde tarihi dokuya uygun değil. Yapılan yapılar Sur’da oturan halkın alabileceği fiyatlarda değil bir kere. Zira 600-700 bin TL’den bahsediliyor” ifadelerini kullandı.
Hatun, tarihi dokunun üzerine asfalt dökülmesine tepki göstererek, “Binlerce yıllık tarihin üzerine asfalt döktüler. Yapılanlar Sur’u yok etmeyi, intikam almayı amaçlamakta. Meslek örgütü olarak Sur’a dair sürecin dışında bırakıldık. Biz bu kentin en büyük bileşeniyiz. Kaldı ki Sur’la ilgi bu kentte siyasi partilerden, devletten daha çok konuşma hakkına sahibiz. Ama hiçbir şekilde ne bir talebimiz yerine getiriliyor ne de Sur’u görmemize izin veriliyor. Sur’a yaklaşmamıza izin verilmiyor. 500-600’e yakın tescilli yapı vardı burada. Ama Koruma Kurulu şunu söylüyor; binalar yıkılmış tescil süreci tükenmiştir. Fakat binalar yıkılmamıştı. 9 Mart 2015’e kadar binalar yıkılmamıştı. Senin görevin, o esnada devlete ‘hayır siz bu şekilde yıkamazsınız’ demekti. O zaman demek ki burada Koruma Kurulları formalite kurumlarmış.”
4 yıldır halktan saklansa da devletin Sur’u halka bırakması gerektiğini söyleyen Hatun, “Sur’un yeniden inşasında ilçe halkına her türlü teknik donanımı elimizden geldiğince vermeye hazırız. Hiçbir şekilde geç kalınmış değil. Evet, yıkımları engelleyemedik ama yeni bir inşa sürecini halkla birlikte başarabiliriz. Devlet samimiyse halka bıraksın. Halka ne gerekiyorsa yapsın. Betonu, çimentosu bazaltı getirsin, teknik kısmını biz üstleniyoruz. Sur’un yıkılmadan önceki bütün haritaları, sokak görüntüleri elimizde var. Koruma Amaçlı İmar Planları Projesi hepsi bizde mevcut. Eğer gerçekten isteniyorsa projenin aynısını halka birlikte gönüllülük esasına göre yapmaya hazırız. Yeter ki bu yasakları kaldırsınlar. Halk gelsin parseli neyse kendi evini yapsın” diye konuştu. (Kaynak: MA)