Kadın meclisinin birçok odaya model olduğunu belirten Kaya, “Sadece Türkiye’den değil bu çalışmaları duyup Kadın Meclis ile görüşmeye gelen; ABD ve Almanya büyükelçileri de oldu. İsveç’ten de gelip görüştüler” dedi.
Diyarbakır İş Kadınları Meclisinin oluşturulma aşamasından beri bu çalışmalara destek ve katkı sunan DTSO Başkanı Mehmet Kaya ile İş Kadınları Meclisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Merhabalar, bünyenizde İş Kadınları Meclisi kuruldu. Bu önemli çalışmada sizin de önemli katkı ve çabalarınız oldu. DTSO Başkanı olarak bu çalışmalar hakkında ne söylemek istersiniz?
Ticaret Sanayi Odası yönetimine aday olduğumuz dönemde; önemli gördüğümüz, yapacağımızı ifade ettiğimiz icraatların başında kadın meclisini oluşturmak geliyordu. On yıl önce ben oda başkanı iken; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine bağlı bir Kadın Girişimciler Kurulu vardı. Ama bu on yıllık süreçte Kadın Girişimciler Kurulu’nun çalışmalarına baktığımız zaman, çok da istenilen bir durumda olmadığını gördük. Bu durumu bütün oda başkanları olarak ifade ediyorduk. Yeni bir yapının kurulmasına ihtiyaç vardı. Daha çok başkan endeksli giden bir kadın girişimciler kurulu oluşmuştu. Bu da ister istemez gerek tabana yaygınlık gerekse de amacına ulaşmada büyük engeldi. Bizim buradaki Kadın Meclisi’ndeki temel felsefemiz biraz da bunu tabana nasıl yaymak gerektiğiydi. Kadınlara nasıl ulaşabiliriz? Kadınları bu işin içerisine nasıl çekebiliriz meselesiydi. İki şeyi hedefledik:
Birincisi: İş camiasına, istihdama katkı, işinde yaşadığı kadına özgü sorunların tespiti ve bunlara bir çözüm getirmekti. Bunu da kadınlar üzerinden gerçekleştirmek en doğru olandı. Çünkü kadınları en iyi anlayacak olan yine kadınlar olacaktı. Bunu sağlamaya çalışmak içinde bu çalışmaları tek bir başkan üzerinden değil de; daha çok meclis üzerinden, mecliste oluşturulan komisyonlar üzerinden yürütülmesini amaçlayan bir yapı kurduk. Gerçekten de kadınlarımız bu işi gayet iyi yapıyorlar ve sürdürüyorlar. Bu konuda da biz Ticaret ve Sanayi Odası olarak her türlü desteği veriyoruz. Çünkü bununla ilgili olarak alınmış bir meclis kararımız var. Yani bizim yasal meclisimiz, kadınlar meclisine her türlü desteği verilmesini ve kurulmasını bir meclis ve yönetim kurulu kararı haline getirerek bunu yaptık.
KURUMLARDA KADINLARIN TEMSİLİYETİ
İkinci bir nedeni de; doğrusu kadınların Türkiye’deki en önemli sorunlarından biri temsiliyetleridir. Parlamentoda temsiliyeti, yerel yönetimlerde temsiliyeti, sivil toplum da temsiliyeti, ticaret ve sanayi odasında temsiliyetine baktığımız zaman; gerçekten Türkiye’ye yakışmayan rakamları görüyoruz. Mesela Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin 22 kişilik yönetiminde bir kadın bile yok. Dönüp meclislerine, başkanlarına baktığımız zaman da; yanlış bilmiyorsam sadece bir kadın borsa başkanı var. Demek ki; burada kadınların Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği’nin ve odalardaki temsiliyetinde de büyük sorunlar olduğunu gösteriyor. Ve Kadın Girişimciler Kurulu 10 yıldır kurulmasına rağmen, bu anlamda bir farkındalık yaratamamışlardır. Tam da bunu hedefliyoruz. Biraz da kadınların, kadın meclisi üzerinden odalara gelerek; odaların oluşturduğu tüm çalışma komisyonlarına, kadın meclisi de üye veriyor. Bu şekilde de kadınlar odanın faaliyetlerini, odanın ne olduğunu, odanın içinde neler olduğunu gayet iyi görebiliyorlar. Çünkü bu çalışma beraberinde kadına bir özgüven getiriyor. Kadın; ben burayı yönetebilirim diyor. Ben meclisi üyesi olabilirim, ben yönetim kurulu üyesi olabilirim, ben başkan olabilirim demeye başlıyor. Çünkü beraber çalışıyoruz, etkinlikleri beraber yapıyoruz. Odanın yaptığı tüm çalışmaların bir yerinde kadın meclisi duruyor. Beraber çalışıyoruz. Bu da aynı zamanda kadınları süreç içerisinde mecliste, yönetimde, odada sayılarının artması, kendi alanlarını da kendileri tarafından açılması demektir. Bu da önemlidir.
Tabii ki bunun birçok yan dalı vardır ama bu iki amacı önümüze koyarak, bu çalışmaya başladık. Gelinen noktada meclisimiz kuruldu. Yönetimlerini ve komisyonlarını seçtiler. Odanın meslek komite, komisyon çalışma gruplarına isim önerilerini yaptılar. Biz onlarla birlikte etkinliklerde ve çalışmalarda ortaklaşmaya başladık.
Tabii ki yeni ve Türkiye’de bir ilk projedir. Birçok büyük oda, buraya gelerek; yerinde inceliyorlar ve iyi bir model olduğunu, kendilerinin de uygulamak istediklerini söylüyorlar. Destek veriyorlar. Bu çalışmaların; amaçlarına uygun olarak başarılı sonuçlar alacağına inanıyoruz.
Çünkü çalışmalarına baktığınız zaman, yapıya baktığımız zaman bunu rahat görebiliyoruz.
Şimdi kadın meclisine ait bir oda oluşturduk. Sürekli orada nöbetleşe çalışma yapmaya başlıyorlar. Sadece üye bazlı değil; odaya gelen her kadının sorununu, yeni şirket kurallar içinde, sorunu olanlar içinde bir çözüm merkezi olup çalışmalarını yürütüyorlar.
Erkekler bu oluşuma nasıl bakıyor?
Bizim 48 kişiden oluşan meclisimizde 2 kadın var. Mecliste oy birliği ile çıkan bir kararla kadın meclisi kuruldu. Yönetim kurulunda da on erkek bir kadın var. Orada da oybirliğiyle kurulmasını isteyen bir yapı var. Şimdi herkes bu sorunun önemli olduğunu ve çözülmesi gerektiğine inanıyor. Hiçbir defansla karşılaşmıyoruz. Bilakis insanlar bu sorunu çözme anlamında, potansiyeli gördükleri için de bu çalışmalara destek veriyorlar. Evet biz bu çalışmaları destekleyelim, kadınlara yerimizi vermek gerekiyorsa da verelim yönlü bir anlayış oluştu. Kadının sayısının fazla olduğu meclisler yalnızca Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası Meclisinin değil; Türkiye’deki tüm meclislerin niteliğini de artıracaktır. Bunu önemsiyoruz. Aldığımız mesafe; daha hızlı, daha güçlü katkı vermemizin gerektiğini görüyoruz.
BU MODELİ ORTAKLAŞTIRACAĞIZ
Hedefimiz; bunu iyi bir model haline getirmektir. Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin Kadın Girişimciler Kurulu ile birlikte; yeni bir model olarak önümüzdeki döneme yetiştireceğiz. Biz bunu Kadın Girişimciler Kuruluna bir alternatif olarak asla düşünmüyoruz. Aynı zamanda; Kadın Girişimciler Kurulu’nun tamamına yakını bizim kadın meclisimizin de üyesi. Türkiye’de diye Türkiye Odalar Borsalar Birliği’nin bünyesinde oluşan Kadın Girişimciler Kurulu’nu oluşturduğumuz Kadın Meclisi ile zenginleştirerek; yeni bir model yaratacağımızı düşünüyorum. Bu modelin başarılı sonuçlarını; Türkiye’de Anadolu kentlerinde de uygulanmasını sağlamak çok güzel sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Diğer Ticaret Oda’larından, kendi içinizden ne tür tepkiler aldınız?
Van’dan, Ankara’dan, İstanbul’dan Oda kadın yapıları gelip bizden görüş istediler. Çünkü ifade ettiğim gibi sağlıklı yürümeyen bir Kadın Girişimciler Kurulu yapısı onlarda da vardı. Onları da ister istemez yeni bir arayışa soktu. Türkiye’de genelde izle gör politikası yaygın olduğu için; Diyarbakır’da bu çalışmalar nasıl yürütülecek diye bekliyorlar.
Bazı odalar buraya temsilciler göndererek; bu çalışmaların nasıl yürütüldüğünü, tüzüğümüzün nasıl olduğunu inceleyip kendilerinin de böyle bir çalışma içerisine gireceklerini ifade ediyorlar.
MODELİMİZİ İZLEMEYE YURT DIŞINDAN DA GELİYORLAR
Bu modeli incelemek için yurt dışından da gelenler oldu mu?
Sadece Türkiye’den değil bu çalışmaları duyup Kadın Meclisimizle görüşmeye gelen; ABD ve Almanya büyükelçileri de oldu. İsveç’ten de gelip görüştüler. Destek verenler de, destek vermek isteyenler de var. Büyüdükçe, iş yaptıkça bu destekleri alacağız.
Kadın meclisi çalışmalarını nasıl yürütüyor?
Kadınlar kararlarını kendileri alıyor. Müdahil olmuyoruz, aldıkları kararlara sadece önerilerimiz oluyor. Mesela bir kadın güç birliği kurmak, kadın kooperatifleri kurmak gibi ortak çalışmalarımız olacak. Bu çalışmaları yakında açıklayacağız. Kadınlarda sermaye yoğunluğu olmadığı için, Ticaret Odası ile birlikte birkaç projeyi ortaklaşa yapacağız. Bunun içerisinde kadınların çalıştığı bazı işletmeler, üretim, ürettiklerinin satılması, pazara ulaşması gibi çalışmalar da olacaktır.
İş dünyasına kadınların girmesi ve pozitif ayrımcılık tanınması, erkeklerde bir rahatsızlık yaratıyor mu?
Çok sanmıyorum. Biz eğer gelişmiş ülke olmak istiyorsak ülke nüfusun yarısını oluşturan kadınları iş sahasına, eğitime, çalışmaya sokmak zorundayız. Bu olmazsa olmazımız. Gelişmiş ülkelerin temelinde de bu vardır. Gayri safi milli hâsılanın büyüklüğü gelişmiş olmanın işareti değildir. Önemli olan kadınlarımız yaşamın her alanına aktif katılıyor mu, katılmıyor mu? Kadınların dezavantajlı konumlarını ortadan kaldıracak olan yöntemleri geliştirmiş miyiz, önlerini açmış mıyız? Önemli olan budur. Önlerinin açılması ve erkeğin bu konuda engel değil, yardımcı olması gerekiyor.
Dönüp baktığımız zaman, Türkiye’de hala önemli engeller var. Oda olarak bu işin yanında olmamızın temel sebeplerinden biri; bu dezavantajlı durumları nasıl ortadan kaldırıp, kadınlarımıza yol açarız. Finans’a erişim anlamında olsun gerekse de bazı işlerle ilgili olarak yol alma anlamında olsun, kadınlarımız önemli sorunlar yaşıyorlar. Oda olarak bizim burada destek sunmamız gerekiyor.
NÜFUSUN YARISINI OLUŞTURANLAR ÇALIŞMANIN DA YARISINDA OLMALILAR
Kadınlara bu dokunma sadece iş kadınları ile sınırlı değil?
Tabii biz Ticaret ve Sanayi Odasıyız. Burada yaratacağımız farkındalık; yerel yönetimlere de diğer sivil toplum kuruluşlarına da yansıyacaktır. Birçok alana da yansıyacaktır. Herkes bulunduğu alanda bu süreci zorlaması gerekiyor.
Tabii sonuçta sadece yasaları değiştirerek kadınları iş alanlarına, yaşam alanına katamazsınız. Türkiye’de bununla ilgili hemen hemen tüm yasal düzenlemeler yapılmış durumdadır. Ama önemli olan alınan kararların kâğıt üzerinde kalmamasıdır. Alanda güçlendirip, hayata geçirecek, bu tür modeller yaratmaktır.
Bize zaman ayırdığınız ve görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ediyoruz.
Ben de size çok teşekkür ediyorum.
Kaynak: Mümin Ağcakaya/ Özel Röportaj/Tigris Haber