İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerlerine kayyım atanan üç belediye başkanı sesini duyurabilmek için İstanbul’da önce uluslararası basının ardından ulusal basının temsilcileri ile bir araya geldi. Burada konuşan Selçuk Mızraklı; “ 1 Nisan günü yazılar düzenlenmiş. 19 Ağustos sıradan bir hadise değil. Şüphesiz sadece bizim değil herkes atak bir tutum izlemesi gerekiyor. Tarafını belli etmesi gerekiyor” diye ifade etti.
Yerlerine kayyım atanan HDP’nin Van, Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanları Ahmet Türk, Bedia Özgökçe Ertan ve Selçuk Mızraklı İstanbul’da basın açıklaması düzenledi.
Taksim’de bir otelde düzenlenen toplantıda eşbaşkanlar birer açıklama yaptı. İlk konuşmayı Ahmet Türk yaptı. Türk 19 Ağustos’ta siyasi bir darbe yaşandığını belirterek; “19 Ağustos’ta gecesinde siyasi bir darbe yaşandı. Halkın iradesi gasp edildi. 19 Ağustos sabahı kayyumlar tayin edilirken iletilen yazılarda 3 Nisan’da kayyım atamalarıyla ilgili yazı geldi. Kayyum atamalarıyla bir algı operasyonu yapılıyor. Darbeyi meşrulaştıran bir anlayışla karşı karşıya kaldık. Henüz belediyede göreve başlamamış, belediyeye girememiş ancak yazı yazılmış. Türkiye’deki siyaseti biliyoruz
‘’KAYYIM İŞÇİLERİN PARASINI ÖDEMEDEN GİTTİ’’
2014 yılında belediye başkanlığında geldiğinde Mardin Büyükşehir Belediye olduğu için belediyelerin borçları bize devredildi. 31 Mart seçimlerinde belediyeyi 406 milyon borçla devraldık. Kayyım gittiği gün memurların parasını ödemeden gitti. Büyük çabalarla memurların parasını ödedik. Belediyede bir kuruş yok. Bizim farklı yerlere para gönderdiğimiz söylendi.
‘’İSTANBUL OLMASAYDI HEMEN KAYYUM ATANACAKTI’’
Bizim belediyede iki kalıp sabun yok. İstanbul seçimleri belirsiz olmasaydı hemen kayyum atanacaktı. Seçim bu süreci uzattı. Biz demokratik siyasete inanan insanlarız. Bizim yaptığımız siyaset gerçekten demokratik bir Türkiye için. Bizim esas mücadelemiz bu. Özellikle hukuktan, demokrasiden kopmuş iktidarlar birilerini düşman ederek kendilerini yaşatmaya çalışırlar. Bunun yanlışlığını dile getiriyoruz. Türk ve Kürt ilişkilerinde kadim bir ilişki var. Bu siyasetin kimseye yararı yok. Bir gün toplumu kucaklaştıracak bir mantığın önce çıkacağına inanıyoruz. Her şeye rağmen demokratik siyasetle bu işin çözüleceğine inanıyoruz.”