Şengal Katliamı’nda yaşamını yitiren Êzidîler anıldı. Her yerde saat 11.00’de saygı duruşu yapıldı, Kürt TV’leri bir dakikalık ekran karartı, kadınlar beyaz elbiseleriyle katliama tepki gösterdi. HDP, katliamdan kurtulan Êzidîlerin geri dönüşünün sağlanmasını istedi.
DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 yılında yaptığı Şengal Katliamı’nın yıldönümü dolayısıyla birçok il ve ilçede farklı eylem ve etkinlikler düzenlendi. Katliamın kınandığı eylemlerde, yaşamını yitiren Êzidîler anıldı. Her yerde saat 11.00’i gösterdiğinde saygı duruşunda bulunulurken, Kürt TV’leri ise bir dakikalık ekran karartı. Diyarbakır’da beyaz kıyafetler giyerek, Şengal Katliamı’na tepki gösteren kadınlar, 3 Ağustos tarihinin “Kadın Kırımına Karşı Mücadele Günü” olarak kabul edilmesini istedi.
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu üyeleri ve HDP’li kadınlar, Şengal katliamının yıldönümü nedeniyle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, platform üyelerinin yanı sıra DTK Eşkbaşkanı Leyla Güven, HDP milletvekilleri ve çok sayıda kadın katıldı. Beyaz elbise giyen kadınların, siyah kurdeleler taktığı görüldü. Açıklamanın Kürtçesini HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Türkçesini ise platform üyesi avukat Cemile Turhallı Balsak okudu.
Av. Balsak, 3 Ağustos 2014 te bütün dünyanın canlı tanıklığında gerçekleşen bir soykırımı, 73. ferman olarak yaşayan Êzidîlerin, 21’inci yüzyılın en korkunç vahşetine maruz kaldığını belirterek, “Êzidî halkının birçoğunun öldürülüp toplu mezarlara gömülmesi, binlerce kadın ve çocuğun radikal cihadist çete örgütü IŞİD tarafından kaçırılması, köle pazarlarında satılması, din değiştirmeye zorlanmaları, sistematik bir istismar ve işkenceye maruz kalmaları, 3 bine yakın kadının halen alıkonmuş olması bu trajedinin vehametini de daha da artırdı” şeklinde konuştu.
SUÇLARIN CEZASIZ KALMASI
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonuna bağlı araştırma komisyonu tarafından Êzidîlerin soykırıma uğradığı rapor edilmesine rağmen, BM Güvenlik Konseyi nezdinde bir girişimde bulunulmadığını hatırlatan Balsak, “Oysaki ki dünya bir insanlık trajedisine canlı bir şekilde tanıklık etmiş, ele geçen bilgi ve belgeler ve anlatımlar bu vahşetin boyutunu tüm verileriyle ortaya koymuştur. Dünyanın en büyük topluluğu olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler ve ona bağlı Güvenlik Konseyi’nin bu noktada kendi komisyonları nezdinde hazırlanmış raporlar olmasına rağmen bir açıklama yapılmamış olması düşündürücüdür” dedi.
BM’nin bu katliamı tanıması ve adaletin sağlanması için de uluslararası ceza mahkemesinin kurulması gerektiğini dile getiren Balsak, “Êzidî halkının tüm haklarını garanti altına alınması uluslar arası hukuk çerçevesinde Êzidî halkının kendi kaderini tayin etme ve statüye kavuşturulması hakkı, Êzidî halkının yeni katliamlara karşı korunması açısından hayati öneme sahiptir. Bugün bu suçların cezasız kalması bu yapılar ile işbirliği içinde olan devletlere ve oluşumlara cesaret vermekte ve halkları yeni suçların hedefi haline getirdi” diye belirtti.
‘KADIN KIRIMINA KARŞI MÜCADELE GÜNÜ’
3 Ağustos tarihinin “Kadın Kırımına Karşı Mücadele Günü” olarak kabul edilmesi çağrısını yenileyen Balsak, “Bu çağrımızın dünyanın farklı bölgelerinde karşılık bulmuş olması ve özellikle de Êzidî Kadın Federasyonunca 3 Ağustos’un ‘Feminiside karşı eylem günü’ olarak ilan edilmesine ilişkin yapılan açıklama önemlidir. Avrupa’dan Kanada’ya, Avustralya’dan Afrika ülkelerine, Türkiye’den Irak’a kadar dünyanın birçok ülkesinde kadın hareketleri yapılan bu çağrıyı sahiplenmiş, aynı gün aynı dakika tek yürek olarak barbarlığa, vahşete, kıyıma karşı ortak mücadele kararlılığı sergilemişlerdir. Bugünde bu kararlılık devam etmektedir” dedi.
Açıklama çekilen zılgıt ve alkışlarla son buldu.