Diyarbakır’ın Hevsel Bahçeleri Millet Bahçesi projesi tehdidiyle karşı karşıya. Kent Ormanı ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imara açıldı. TMMOB Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın, iki proje için dava açtıklarını belirterek, kentin diğer sivil toplum kurumlarından destek beklediklerini söyledi.
Belki her şey çok güzel olmadı ama güzel bir şey oldu Diyarbakır’da. Diyarbakır Şehir Plancıları Odası (TMMOB), Dicle Vadisi 1. Uygulama Etabı’nın iptaline ilişkin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açtığı davayı kazandı. Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi, imar planı değişikliklerini hukuka ve mevzuata aykırı bularak, Dicle Vadisi 1. Etabı’nda süren çalışmaların durdurulması yönünde karar verdi. Dicle Vadisi projesi yeni değil aslında. HDP’li belediye başkanları tarafından, insanları doğa ile buluşturmak amacıyla hazırlanmıştı. Ancak çalışmalar sırasında doğanın tahrip olacağı yönünde tepkiler gelince proje rafa kaldırılmıştı.
Sonra belediyelere kayyım atandı ve proje hayata geçirildi. “Kayyım hiç iyi bir şey yapmadı mı?” diye sorulabilir. Belediyelere kayyım atamak fikri tek başına berbat bir şeydir ve bu nedenle kayyımın yaptığı güzel işler bile bu berbat fikrin gölgesinde kalır. Bunu belirttikten sonra, kayyımın yaptığı en hayırlı şey, Kırklar Dağı’ndaki yapıları yıktırması oldu diyebiliriz. Diyarbakırlıların “ucube” diye nitelendirdiği yapılar en başından sorunluydu ve kayyım müdahalesi olmasa bu yapıların yıkılması neredeyse imkansıza yakındı.
Kayyım iyi bir şey yaptı ama hemen ardından Kırklar Dağı’na bir cami ve bir kafeterya inşa etti. Ne anlama geldiğini kimsenin bilmediği bir kemerin yanı sıra dağa beton dökerek, nedense kullanıma açılmayan yol ve merdivenler yaptırdı. Kafelerin On Gözlü Köprü çevresini işgal etmesine göz yumdu. Silvan Köprüsü’nün hemen yanında Kara Yolları ve DSİ işbirliği ile bir çalışma yürütüldü ve nehir, bu bölgede kanala dönüştürüldü.
TMMOB Diyarbakır Şubesi Başkanı Şerefhan Aydın’ın, Kent Orman’ın imara açılmasını eleştiren bir açıklama yapmasının ardından Aydın ile hem Dicle Vadi projesi hem de Kent Orman’ın imara açılmasını konuşuyoruz.
Önce, Silvan Köprüsü’nden Mervani Köprüsü’ne kadar uzanan bir alanı kapsayan Dicle Vadi projesini değerlendirsin istiyorum Aydın’dan. Çünkü bu proje Diyarbakır surlarını, Hevsel Bahçeleri’ni ve Dicle nehrini yakından ilgilendiriyor. Bu üç unsur da Diyarbakır’ın görülmeye değer simgeleridir ve Hevsel Bahçeleri ile surlar, UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Şerefhan Aydın da buna dikkat çekiyor: UNESCO listesinde yer aldığı için normalde buralara hiçbir müdahale olmamalı, hiçbir yapı yapılmamalı. Ama kayyım döneminde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem Silvan Köprüsü civarına hem de Kırklar Dağı’na müdahale etti. Kültürel peyzaj konumundadır buralar. Planı değiştirdiler. Buna göre belli bir oranda beton dökülebilir, küçük de olsa yapı yapılabilir. Bunları Kırklar Dağı’nın yamacına yaptılar. Bunun üzerine Diyarbakır Şehir Plancıları Odası dava açtı. Mahkeme 2019 yılının başında bu projeyi iptal etti. Muhtemelen temyize gidecekler.”
HEVSEL’DE MİLLET BAHÇESİ
Fiskaya’dan Mardin Kapı’ya kadar olan alanda, Hevsel Bahçeleri ile surların yamacında Millet Bahçesi projesi yapılıyor. Bu projeyle ilgili de Aydın’ın ciddi kuşkuları var. Aydın, “Bu projede de neredeyse aynı şeyler var. Ciddi yapısal müdahaleler olacak. Şu an projede herhangi bir yapı görünmüyor. Ama ciddi tehlikeler de barındırıyor. Mesela Dicle Vadisi projesinde de yapılar yoktu ama yaptılar. Burada bir şey gizleniyor” diyor.
Çalışma koşullarına ve yöntemine de değinen Aydın, şunları söyledi; “Surların hemen yanında büyük iş makinalarıyla kazı yapmışlar. Bu iş makinaları titreşimle surlara zarar veriyor. Surların hemen sıfırına beton dökülmez. Yasaktır. Normalde Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nda böyle bir şeye yer yoktur. İşin en ilginç yanı da bu kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte bu projeye onay vermiş. Kurulun bu tür kararlarına karşı suç duyurusunda bulunduk. Hiçbir sonuç alamadık. Şimdi TMOBB olarak dava açacağız. Elimiz güçlüdür. Bir emsal da var elimizde. Kırklar Vadisi projesinin iptali ciddi bir emsaldir. Dolayısıyla bu projenin durdurulması için umudumuz var.”
KORUMA KURULU’NUN KORKUSU
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu tür projelerde sadece devlet kurumlarıyla görüştüğünü, TMMOB gibi kurumların fikrini almadığını belirten Aydın, “Mevcut korku ikliminden kaynaklı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ses etmiyor. Bakanlığın projelerini hemen imzalıyor. Sur savaşından hemen sonra biz bu kurulun toplantılarına katılıyorduk. Kayyımın gelişinden sonra bizi artık çağırmamaya başladılar. Son toplantılarında Emniyet Müdürü de katılmış. Sur’un beton bloklarla kapatılması ve birçok yerinde karakolların yapılmasını talep etmiş. Emniyet müdürü silahıyla kurula katılıyor ve bu kararları çıkartmış. Böyle bir durumda kurul üyesinin aykırı bir karar vermesi mümkün değildir. Mesela Diyarbakır Evi’nin temel özelliği bazalt taşı değil midir? Kurul şu an bir karar almış, bazalt taşı yapmayın diyor. Biz gittik, alanda inceleme yapıyoruz. Kuruldan gelen mimarların çoğu Diyarbakırlıdır. Kuruldaki meslektaşımız kararı savunabiliyor. Böyle bir şey olabilir mi diyoruz? Kurulun aldığı kararı ‘yanlış da olsa savunmak zorundayız’ diyorlar. İşte bu durumlara kadar düştük” şeklinde konuştu.
KENT ORMANI’NIN İMARA AÇILMASI
Kent Ormanı projesi Osman Baydemir’in belediye başkanı olduğu dönem hayata geçirildi. Şerefhan Aydın bu projeyi destekliyor ve “Burası New York’taki Central Park gibi bir yer olabilecek nitelikte” diyor. Belediye bu 3 bin dönümlük alanın bir bölümüne ağaçlar da dikti ancak bir süre sonra burada bir stadyum yapma projesi çıktı ortaya. Yine sivil toplum kurumlarının gayretiyle stadyum başka bir yerde yapıldı. Ardından askeri garnizon yapılmak istendi, o da bir şeklide engellendi.
Şimdi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu alanı imara açtı. Aydın, “Dava açtık ve bu karar mahkeme tarafından iptal edilebilir” diyor.
Peki, Kent Orman neden imara açıldı? Aydın şöyle yanıtlıyor:
“Gerekçe olarak Bağlar’ın Şehitlik semti riskli bölge ilan edilmiş. O nüfusu tahliye edecekler. Bağlar’daki bir kişiyi bu düzen, zengin muhite yerleştirir mi, bu mümkün mü? Bu riskli alan uygulamasını Sur’da denediler, şimdide Bağlar’da denemek istiyorlar. Riskli alanı bir araç olarak kullanıyorlar. Diyarbakır Barosu ile birlikte dava açtık. 3 bin dönümlük bir yerden bahsediyoruz. Kentin diğer sivil toplum örgütleriyle de görüştük. Gelin birlikte karşı duralım dedik. Gelmediler. Muhtemelen oradan pay almayı hesaplıyorlar. İnsanın aklına başka bir şey de gelmiyor. Oysa Kent Ormanı Diyarbakır’ın soluk alabileceği yerdir. Burası da imara açılırsa şehir nefes alamaz.”
Vecdi ERBAY’ın Haberi