HERDEM Kültür Sanat Topluluğu tarafından Mehmet Baydur’un yazdığı ‘Düdüklüde Kıymalı Bamya’ adlı atölye oyunu bugün sahne alıyor. HERDEM Kültür Sanat Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Halim Kaplan’ın yönetmenliğini yaptığı ve aralarında asker, öğretmen ve Üniversite öğrencisinin de bulunduğu grup tarafından sahnelenen oyundan elde edilecek gelir ile köy çocuklarına çizme alınacak.
HERDEM Kültür Sanat Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni Halim Kaplan, Her yıl bir sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirmek için çalışmalar yaptıklarına işaret ederek, “Bu yılda her meslek dalından oluşan arkadaşlar ile bir araya gelerek köy çocuklarını sevindirmek için kolları sıvadık. Aralarında subayın, öğretmenin, üniversite öğrencisinin de bulunduğu bir gurup ile Memet Baydur’un yazdığı Düdüklüde Kıymalı Bamya adlı atölye oyununa başladık. Aylarca emek verilen oyun nihayet prömiyer yapacak.” dedi.
“OYUNUN GELİRİ KÖY ÇOCUKLARI İÇİN”
Oyunun bütün gelirleriyle dar gelirli köy çocuklarına bu kışın minik ayakları üşümesin diye çizme alınacağına değinen Kaplan, “Önceden belirlenen köylere gidilerek köy okulunda ilkokul öğrencileriyle bir araya gelerek onların masum gülüşlerine bir tebessüm bizlerde ekleyerek bu yola çıktık.
“0 BÜTÇE İLE OYUN PRÖMİYER YAPIYOR”
Bu oyunun bir diğer özeliği de ‘0’ bütçe ile oyunun prömiyer yapmasıdır. Oyunumuzu köy çocukları için oynuyoruz dediğimizde çok sevinen değerli esnaf dostlarımız onlarında bu çorbada tuzu olsun diye severek bizlere yardımcı oldular. Oyunun tüm dekorunu imece usulü bir araya getirerek oluşturduk. Oyun kostümlerini bile oyuncular evde olan eski ne varsa getirdiler, bununla yetinmeyip kullandıkları yeni elbiselerini daha oyun için kostüm yaptılar. İşte bu yüzden ortaya çok güzel bir oyun çıktı.
‘İÇİNDE SEVGİ, DOSTLUK, ALIN TERİ, TEBESSÜM VE EN ÇOKTA EMEK VARDI.’
Kaplan, oyun içeriği hakkında şunları söyledi:
“İyi bir yemek, iyi bir demokrasiye benzer” yaklaşımıyla yola çıkan yazar, bu eserde, toplumdaki dengesizlikleri, sınıfsal çarpıklıkları, alaycı bir söylemle eleştiriyor. Oyunda allı güllü sabahlıkları içinde, sabahtan akşama kadar evde oturan ve dedikodudan başka bir şey üretmeyen kadınların, öğle yemeği için, akşamdan kalan, düdüklüde pişmiş kıymalı bamya ile yetinmeleri; yozlaşmış, sıradanlaşmış yaşamların somut bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Sabah akşam ev gezmeleri ve pembe dizilerle vakit geçiren, hazır yiyici, ne oldum delisi dört kadının gülünç yaşamı sergileniyor. Beklenmedik bir anda sahneye gelen marjinal karakterdeki Fahrettin Dede, gülünç hareket ve sözleriyle evdeki kadınlara çeşitli eleştiriler yöneltmektedir. Toplumdaki dengesizlikleri, düzensizlikleri gören, onlarla uyuşmadığı için, toplumun kendilerine biçtiği görevi reddeden, bu nedenle sıra dışı tepkiler gösteren Fahrettin Dede, torunu Uğur ile Nilgün, sosyal tepkilerin ve değişim özlemlerinin temsilcileri olarak, oyuna güldürü boyutunun yanında, felsefi bir içerik de katmaktadırlar”
“KÖTÜLERİN KÖTÜLÜKLERİNİ GÖSTEREN BİR AYNADIR”
Tiyatro’nun, insanı kendisiyle ve çevresiyle yüzleştiren, insanlarla bütünleştiren bir sanat; yarattığı enerjiyle insana ve hayata güç katan bir dinamo; iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini gösteren bir ayna olduğunu vurgulayan Halim Kaplan, “Sanat merkezli bir eğitim anlayışının gereği olarak çocuklarımızın, tiyatronun bu nimetlerinden yararlanabilmesi için, Herdem Kültür Sanat Topluluğunda tiyatro yapıyoruz” şeklinde konuştu. (Sait BAYRAM’ın Haberi)