Türk-İş’e göre, Kasım ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 943, yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 lira hesaplanırken, asgari ücret tartışmalarının 2 bin TL civarında yapılıyor olması bu sene de asgari ücretlinin yüzünün gülmeyeceğini gösteriyor.
Yıl sonu yaklaşırken asgari ücret zammı ülkenin gündemine oturdu. Bu yılki asgari ücret zammı tartışmaları son birkaç ayda tüm tüketim maddelerine gelen zamların gölgesinde yapıldı.
‘YÖNETİCİYE 75 BİN TL VATANDAŞA BİN 603 TL BU ADALET Mİ?’
Fırın işçisi Yakup Kaya, asgari ücret zammına ilişkin gazetemize konuştu. Asgari ücretin yetersiz olduğunu belirten Kaya, “Asgari ücret sadece bana değil ülkedeki hiç bir insana yetmiyor. Ülkede şuan kriz var ve bütün gıda ürünleri zamlanmış. Bir kilo domatesin, biberin, patatesin, soğanın fiyatı olmuş dört beş lira. Asgari ücret insanın sadece mutfak masrafına bile yetmiyor. Eğer ki bu ülkeyi yönetenler üç ay asgari ücretle geçinebiliyorlarsa biz de geçinelim. Cumhurbaşkanı maaşına yüzde 26 zam yapıyor ve maaşı olmuş 75 bin TL. Eğer bu para Diyarbakırlı bir vatandaşın aylık geliri olsa her ay bir ev alır. Ülkeyi yöneten biri 75 bin TL alıyorsa neden vatandaş bin 603 TL’ye geçinmek zorunda bırakılıyor. Bu millete, bu insanlara yazık değil mi? Asgari ücret vatandaşın evinin kirasını, faturaları, mutfak masrafını, yol parasını dahi karşılayabilecek durumda değil. Çocukların masrafı, giyim kuşam, evin diğer giderleri vs. vatandaş bunlara parayı nereden bulsun. Vatandaşın cebinde bir çay parası dahi bulunmuyor. Vatandaş bir yakınının düğününe dahi gidemiyor. Yöneticiye 75 bin TL vatandaşa bin 603 TL bu adalet mi? Millet doyacak ki devlet yaşasın. Millet asgari ücrete nasıl doyacak? Bir kişinin asgari ücretinin en az 3 bin TL olması gerekiyor ki bu şartlarda tek kişi kendini geçindirebilsin. Aile geçindirebilmek için ise asgari ücret en az 6 bin TL’nin üzerinde olmalı. Ayrıca eskiden yöneticiler halkın arasına karışır, halkın derdini dinlerlerdi ama şimdiki yöneticiler yüzlerce koruma ile geziyorlar. Halk onlara nasıl ulaşabilsin de derdini anlatabilsin.” şeklinde konuştu.
‘ÜÇ ÇOCUĞUMU ASGARİ ÜCRETLE NASIL GEÇİNDİREYİM?’
İsmini vermek istemeyen üç çocuk babası bir işçi ise asgari ücrete ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’deki açlık sınırı, yoksulluk sınırı her yıl hesaplanır. Ülkedeki herkes de bunu gayet iyi bilir ama her ne hikmetse asgari ücret belirlenirken bu rakamlar unutulur ya da hiç hesaba katılmaz. Asgari ücret tespit komisyonunda yer alan yetkililer bu ülkedeki yaşam şartlarını bilmiyor mu, bilmediklerini sanmıyorum ama konu vatandaş olunca kimse hakkı teslim etmiyor. Yoksulluk sınırının 6 bin 252 TL olduğu bir ülkede asgari ücretin bin 603 TL olmasının anlamı nedir, vatandaşa reva görülen bu muamelenin nedeni nedir? Son birkaç ayda varolan asgari ücretin alım gücü neredeyse yarı yarıya azaldı, her şeye yüzde 60 -70’lere varan zamlar geldi. Peki, neden hiç kimse bu ülkenin asgari ücretlisini, emeklisini düşünmedi. Aylardır vatandaş ne yiyor ne içiyor soran var mı? İşveren zor durumda konkordato ilan ediyor, esnaf rafındaki ürüne zam yapıyor peki sabit ücretle geçinen vatandaş ne yapsın? Yılsonu geliyor ve her zamanki gibi asgari ücrete gelecek zam miktarı konuşuluyor. Peki, hiç kimse asgari ücret kaç TL olsun diye vatandaşa soruyor mu? Benim üç çocuğum var ikisi ilkokulda biri ise evde. Bir aile babası olarak çocuklarımı nasıl geçindirdiğimle bir Allahın kulu ilgileniyor mu? Üç çocuk yapın demekle iş bitmiyor; üç çocuk yaptım ve soruyorum, bu çocukları bin 603 TL’ye nasıl geçindireyim? Asgari ücret önümüzdeki yıl için 2 bin TL olsun diyorlar ama son üç dört ayda her şeye gelen zammı hesaba katan yok. Asgari ücret zaten yarı yarıya erimiş, bunun üstüne 4 yüz TL zam yapsanız ne yapmasanız ne! Asgari ücret zammını belirleyen tespit komisyonunu bir ay bir eve kapatsınlar ve sadece kendilerini idame ettirmelerini istesinler. Eğer onlar bu parayla ay sonunu getirebiliyorlarsa biz de vatandaş olarak asgariye razı olalım. Ayıptır, yazıktır, günahtır, vatandaşa zulmetmesinler. İnsanca yaşamamız için ne gerekiyorsa hakkaniyetle hesaplayıp gereken zammı yapsınlar. Madem ki, milletiz ve onlar da bizim ‘hizmetkarlarımız’ o zaman hakkımız olan hizmeti bize versinler. Millete asgari ‘hizmetkara’ azami ücret adil değil. Hak, adalet ne ise yerini bulsun. Cumhurbaşkanımız maaşına yüzde 26 zam yapıyor ve onun maaşına gelen zam asgari ücretlinin bir yıllık geliri oluyor. Adalet bunun neresinde?”
‘BİN 603 TL İLE NASIL GEÇİNEBİLİRİZ Kİ?’
Tatlıcı esnafı Murat Yüksel, asgari ücretle geçim sağlamanın imkansız olduğunu söyledi. Yüksel, “Şöyle söyleyeyim: Bin 603 TL ile ne yapalım ne yapmayalım; kirayı mı ödeyelim, mutfak masraflarını mı karşılayalım, faturalarımı ödeyelim, çocuk mu okutalım? Zaten çoğu şeyden kısıyoruz ay sonunu getirelim diye ama yine de yetmiyor, yetmiyor! Aldığımız ücret çok yetersiz; bin 603 TL ile nasıl geçinebiliriz ki? Ne çocuk okutabiliyoruz, ne kiramızı verebiliyoruz, ne faturaları ödeyebiliyoruz. Bir tarafı kapatalım derken diğer taraf açık kalıyor; 12 ay boyunca oradan oraya koşuşturuyoruz buna rağmen yetmiyor. Çocuklarımın geçimine yetemiyorum. Asgari ücret en az 2500 TL olmalı çünkü bu saydığım kalemleri karşılamak imkansız. Asgari ücretle sadece temel ihtiyaçları karşılayabilirsin. Bir yerlerden kısmalısın ki söylediğim rakam yetebilsin. Örneğin kırmızı et tüketemiyoruz, tavuk etine talim ediyorduk ama ona da artık yetmiyor. Yani bu durumda bu ücrete geçinmek çok zor. Eğer elektrik faturasını ödeyeceksen, su faturasının kalması gerek, çünkü yetmiyor; faturalardan birini ödüyorum diğeri borç. Başka da yapacağım bir şey yok! Bir yerden kısmam gerekir ki diğer tarafı karşılayabileyim. Doğalgaz kullanamıyoruz zaten; kullanabilmemiz için çocuğun okul masraflarından harçlığından kesmem gerekiyor. Biz de onu yapmaktansa üşümeyi göze alıyoruz, mecburuz buna. Asgari ücretle tek kişi bile geçinemezken kalkıp üç dört nüfuslu bir aileyi geçindirmek mümkün değil.” diye konuştu.
‘BU ZAMLAR KARŞISINDA ASGARİ ÜCRET 3 BİN TL DE OLSA YETMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşına yapılan yüzde 26’lık zammı eleştiren Yüksel, şunları ifade etti: “Cumhurbaşkanlığı maaşına yapılan zam vatandaşa çok büyük haksızlıktır, çünkü senin halkın aç iken senin kalkıp böylesine bir zammı yapman doğru değil. Yani ben kalkıp evime ekmek götüremezken Cumhurbaşkanlığı maaşına yüzde 26’lık bir zam yapılması çok doğru bir davranış değil. Bence yöneticilerin bunu yaparken vicdanen bir muhakeme yapmaları lazım. Halk açken kalkıp kendi çıkarlarını ön plana çıkarmamalıdır, halkını da düşünmelidir. Önce vatandaşın doyması gerekir ki, ondan sonra yöneticiler doysun. Bunu yaparken de alt gelirli insanları düşünmeli, yüksek zümreye mensup vatandaşın zaten evine ekmek getirme gibi bir derdi yok. Ev sahibi geldi az önce zam yapacağım diyor; zaten temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Pazara gidiyorum kiloyu bırakın tane ile alışveriş yapıyorum. Daha temel gıda ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamazken kalkıp her şeye zam yaparsanız asgari ücret 3 bin TL de olsa yetmez.”
‘VATANDAŞ GERÇEKTEN AÇ, İŞSİZ!’
Fırında temizlik görevlisi olarak çalışan asgari ücretli Veysi Doğuç, “Evliyim bir çocuğum var, anaokuluna gidiyor; oturduğum ev kira ve hiçbir şekilde aldığım ücret yetmiyor. Benim durumum da olan bir sürü insan var bu memlekette. Bu insanlar asgari ücretle nasıl geçinsinler; kira, mutfak masrafı, okul masrafı, elektrik, su faturaları derken ay sonunu getiremiyorum. Üst baş derken hiçbir şekilde kendime ayıracak ne vakit ne de param kalmıyor, ancak beslenme ve barınma ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Artık insanlar ne yapacaklarını şaşırdı; vatandaş gerçekten aç, işsiz. İş bulabilenler de asgari ücret gibi bir ücrete çalışıyor. Buna bir çözüm bulunması gerekir; buradan yetkililere seslenmek istiyorum, artık bir çözüm bulun, vatandaş çok zor durumda ve patlama noktasına geldi. Mesela Cumhurbaşkanı 75 bin TL maaş alıyor, tamam alsın aslında ama vatandaşa da versin ki geçimimizi sağlayalım. Zaten her şeye zam gelmiş, asgari ücret alıyorum; bunun 500 TL’si kira 300 TL’si su, elektrik, okul masrafı vs derken bin 600 TL’yi geçiyor zaten. Pazara cebimde 100 TL ile gidiyorum ama onu da ikiye bölüyorum. Pazarda tane tane alışveriş yapıp en çok neye ihtiyaç varsa onu alıyorum ama ona da yetmiyor. Eskiden 100 TL ile bir haftalık alışveriş yaparken şimdi ise 200 TL ile bir haftalık alışveriş yapamıyorum. Asgari ücretin en az 2900 TL olması gerek, yoksa başka türlü geçinmemiz çok zor.” dedi.
(Harun AYTULUN’un Özel Haberi-Tigris Haber)