Diyarbakır’da bu yıl, 6 milyon 400 dönümlük tarım arazisinden, 1 milyon 200 bin dönüm alana buğday ekildi. Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, yağışların iyi olmasından dolayı yüksek verim beklediklerini söyledi.
DİYARBAKIR GAZETE – İskenderoğlu, hasattan beklentilerinin yüksek olduğunu, ancak girdi maliyetlerinin artmasının hayal kırıklığına neden olduğunu ifade etti.
Diyarbakır’da kuru ve sulu toplam 6 milyon 400 bin dönümlük tarım arazisi bulunuyor. Bu yıl bunun bir milyon 200 bin dönümlük alana buğday, 800 bin dönümlük alana arpa, 800 bin dönümlük alana pamuk, 700 bin dönümlük alana da mercimek ve diğer hububat ürünleri ekildi. Yağışların iyi olmasından dolayı hem çiftçi, hem de Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bu yılki üründen oldukça umutlu. Ama artan maliyetler ve kesilen devlet destekleri, çiftçiyi şimdiden kara kara düşündürüyor.
Yüksek rekolte beklentisi
Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, yağışların bu yıl iyi olmasından dolayı yüksek rekolte beklediklerini söyledi. İskenderoğlu, “2023 yılının Sonbaharından 2024’ün Mart ayına kadar yağmurlar çok güzel yağdı. Diyarbakır’ın bütün barajları şu anda yüzde 80 civarında doluluk oranına ulaştı. Bazı barajlarda ise örnek Deve Geçidi Barajında iki defa tahliye yapıldı. Bu sevindirici bir haber. Diyarbakır’da yaklaşık olarak 6 milyon 400 bin arazi var. Bunun bir milyon 200 bin dönümü buğday, 800 bin dönümü arpa, 800 bin dönümü pamuk, 700 bin dönüme yakın mercimek, az da nohut ve diğer bitkiler var. Bu arazilerde yağmurun zamanında olmasından kaynaklı kuru arazide 500’e yakın bir rekolte, sulu arazide ise 850’ye kadar rekolte bekliyoruz. Ama bazı ilçelerimizde dolu yağışı oldu bu dolu tam başak verme döneminde olduğu için yüzde 80 bir verimde düşüşe sebep oldu” dedi.
“Verim fazla ama giderler daha fazla”
Hasattan beklentilerinin yüksek olduğunu ancak girdi maliyetlerinin de çok fazla olduğunu hatırlatan İskenderoğlu, “Diyarbakır’da bir milyon 200 bin ton gibi bir hasat bekliyoruz. Buna göre bayağı iyi bir durum beklentilerimizin bile üstünde. Şu anda üretilen ürünlerin hepsi Diyarbakır’ın ihtiyacının kat be kat üzerinde. Bu fazla olanı hem diğer illere, hem de ihracata gidiyor. Bunun yanında çiftçinin sorunları da çok. 2023 yılında ödenmesi gereken hububat destekleme primi daha ödenmemiş. O destek açıklandığında mazot 19 TL. idi, şu anda 43 TL. 2023’te çiftçinin kullandığı dab gübre 11 lira idi, şu an 19 lira, nerdeyse yüzde yüz arttı fakat çiftçinin desteği yerinde. İlaç aynı şekilde, elektrik en büyük yük, biliyorsunuz yüzde 35 devlet desteği vardı ama artık yok. Çiftçiyi en çok rahatsız eden sulama kuyularında kullanılan elektriktir” diye konuştu.
“Devlet artık çiftçiyi yük olarak görmesin”
Tarımın dünyada artık milli savunma ile eşdeğer olduğunu savunan İskenderoğlu, devletin artık çiftçiyi yük olarak görmekten vazgeçmesini isteyerek, şöyle konuştu: “Her seferinde devletin çiftçiye karşı ithalat silahını kullanmasından artık çok rahatsızız. Bu artık çekilemeyecek duruma geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesinin yüzde birinin tarıma ayrılması lazım. Yaklaşık olarak 917 milyar TL’nin yüzde biri 91 milyar TL. 91 milyar TL’yi bırakın, 38 milyar TL çiftçiye destek veriliyor. Bu da bir yıl sonra ödeniyor, enflasyon karşısında eriyor. Köylerden kente göçü engellemekten bahsediyoruz. Eğer elektriği indirimli versen, doğalgazı, mazotu, SGK’yı indirimli versen, cazip hale getirirsen, zaten herkes köyde kalır. Ama bu durumda kimse köyde kalmaz. Çiftçinin para kazanması lazım. Hükümetin artık çiftçiyi angarya olarak görmekten vazgeçmesi lazım. Tarım artık dünyada nerdeyse milli savunma değerinde. Ama bizde sanki devletin üstünde bir yük gibi görülüyor. Tarım olmazsa neyle yaşayacaksınız? Biz sadece çiftçinin hakkının verilmesini istiyoruz.”
“Çiftçi, cebinden ödeyerek üretim yapıyor”
Diyarbakırlı çiftçiler de yağışlardan memnun ama giderlerin fazla olmasından kaynaklı, sırf arazileri boş kalmasın diye ceplerinden para koyarak üretim yapıyor. 400 dönümlük alanda buğday eken çiftçi Mehmet Ali Aktaş, “Şu anda 400 dönüm ekili buğdayım var, 350 dönümde pamuk var. Şu anda buğdayları sondaj, yani elektrikle suluyoruz. Pamuğu da yeni ektim. Yağmur yağdı biraz iyidir. Yalnız bizim şikâyetimiz, elektrikten, elektrik korkunç bir masraf. Şimdiye kadar devlet yüzde 35 ödüyordu artık oda yok. Ekipman masrafımız çok yüksek, hepsini yeni aldım. Bir pulluk olmuş 150 bin, bir kültüvatör olmuş 150 bin, mibzer olmuş 300 bin, gübrenin tonu olmuş 14 bin lira, masrafların altından kalkamıyoruz. Artık arazilerimiz boş kalmasın diye ekiyoruz. Yoksa üstüne para koyuyoruz. Bir de icar eden vatandaşlar var, dönümüne 2 bin lira icar parası veren arkadaşlarımız var. Bu sene pamuk zaten para etmedi. Sanki bu sene gene cebimizden para koyacağız” şeklinde konuştu.
Bir diğer çiftçi Mehmet Veysi Aktaş ise, hükümetten ÖTV’siz ve KDV’siz malzeme desteği isteyerek, “Hükümetten istediğimiz ilk başta çiftçiler ÖTV’siz KDV’siz traktör ve malzeme verilmesidir. Şu anda burada 350 dönüm buğday var. Bunu elektrikle suluyoruz. Türkiye’deki enerjinin, akaryakıtın pahalılığını herkes iyi biliyor. Çiftçi bu durumda nasıl kazansın?” diye tepkisini dile getirdi.