31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Yerel Seçimleri, Sur Belediyesi Kurucu ve eski başkanı Cemal Toptancı ile değerlendirdik.
AK Partinin bu seçimlere güçlü bir teşkilat performansı ve partisinin misyon ve vizyonuna yakışır adaylarla seçmeninin karşısına çıkması gerektiğine işaret eden Toptancı, “Teşkilat olarak il ve ilçe teşkilatlarının özverili ve parti misyonlarına sahip çıkarak sahnede birlik içinde yer almaları onları belki de hiç beklemedikleri bir zaferle karşı karşıya gelmelerine vesile olur. Kurulduğu tarih olan 2001 yılından bu yana AK Parti teşkilatlarında mahalle temsilciliklerinde bulunmuş, il ilçe ve belde başkanlıkları yapmış, belediye başkanlıklarında bulunmuş, milletvekili hatta bakan olmuş bütün AK Partililerin bir araya gelerek el ele kol kola vererek bu seçimler için meydana inmeleri gerekir” diye konuştu.
İşte, Toptancı’nın Yerel Seçimlerle ilgili değerlendirmesi şöyle;
“İKİ PARTİNİN YÜZDE 50 ŞANSI VAR”
Diyarbakır özelinde 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri için bölgeyi nasıl görüyorsunuz?
Ağrı’dan, Adıyaman’a varan coğrafi alanda bölgede sadece Hakkâri, Şırnak ve Gaziantep hariç, diğer 3 Büyükşehir ve ilçelerinde genel olarak, mücadelenin AK Parti ve HDP’nin arasında geçeceğini ve adayların henüz açıklanmadığı bu süreçte, iki partinin de yüzde 50 olduğunu öngördüğümü, bu konuda belirleyici faktörün adaylar olacağını söylemek isterim.
“HİZMET YERİNE İDEOLOJİK BİR YÖNETİM ANLAYIŞI HAKİM OLMUŞTU”
Sadece Diyarbakır ve ilçelerine bakıldığında bu konuda ne söylemek istersiniz?
1999 yılından kayyım atamalarının başlangıç tarihi olan, 11 Eylül 2016 tarihine kadar başta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, anakent ve taşra ilçelerinde yönetimde sürekli bulunan seküler Kürt siyasalının yerel iktidarına bakıldığında, hizmet yerine ideolojik bir yönetim anlayışının olduğunu bu doğrultuda da özellikle anakent ilçelerine yönelik bir demografik değişim için çaba harcadıklarını, gözlemledik. Demografik değişimin yansıttığı mali külfetler nedeniyle, burada hizmeti haliyle ikinci plana itilmiş ve Diyarbakır ne yazık ki bu süreçte, sosyal, kültürel ve ekonomik alanda oldukça zarar görmüştür. Kayyım atanmalarının yapıldığı tarihten bu yana, iki yıla yakın bir zamanın geçmesi, özellikle de AK Parti hükumetinin verdiği destekle yapılan hizmet amaçlı yatırımlar, alt ve üst yapıdaki gelişmeler, bu bağlamda bir rehabilitasyon dönemi olmuştur. Gördüğüm kadarıyla Diyarbakır Büyükşehir Metropol ilçelerindeki ve taşra ilçelerinde ki, kayyımların yaşattıkları bu farklılıklar perspektifinde bir seçime doğru gidilmektedir. İlk sorunuzda da ifade ettiğim, AK Parti ve HDP arasında henüz adayların isimleri anılmazken, yüzde 50 şans oranlarının eşitliğini de bu rehabilitasyon sürecine atfen ifade ettiğimi söylemeliyim.
“SEKÜLER KÜRT SİYASALININ KENDİ HÜR İRADESİYLE HALKINA HİZMET ETMESİ İMKÂNSIZDIR”
Sizce HDP, kazandığı takdirde, ideolojik siyasetten hizmet siyasetine geçebilir mi?
Keşke ilk seçimleri kazandıkları 1999 yılından günümüze kadar bunu gerçekleştirmiş olabilselerdi. Burada böylesi bir durum yaşanmış olsaydı, Diyarbakır ve Diyarbakırlılar oldukça olumlu etkilenecek, geçmişte yaşanılan kimi zaman can kimi zamanda mala yönelik yaşanan acı hadiseler olmaz, bugün halkın seçtikleri hala yönetimde olur ve hem onlar hem de Diyarbakır halkı zarar görmüş olmazdı. Ne yazık ki, ideolojik yönetimlerin hür olamadığı ve sürekli olarak, ideolojik düşünce ve pratiklerinin makam takdim ettikleri, yönetimler olarak kendi başlarına idare etme hürriyetine sahip olmadıklarını ifade etmek isterim. Mevcut seküler Kürt siyasalının kendi hür iradesiyle halkına hizmet etmesi, bu bakımdan oldukça zor hatta imkansızdır diyebilirim.
“AK PARTİ DİYARBAKIR VE BÖLGE HEP GERİLEMİŞTİR”
AK Parti sizce Diyarbakır’da 2002’den şimdiye kadar neden geriledi?
AK Partinin öncelikle bir bütünlük içinde hareket etmesi ve arkasında büyük bir güç olan iktidar imkânını çok iyi değerlendirmesi gerekir. Gördüğüm kadarıyla 17 yıllık iktidarı süreci içinde bölge başta olmak üzere, Diyarbakır özelinde ne yazık ki dediğim bu iki özellikten istifade etmeyi yeteri kadar sağlayamamış olması ve bu nedenle de kazanacağı yerde, ilk seçimleri yaşadığı 2002 yılından bu yana bölgede ve keza Diyarbakır’da hep gerilemiştir. AK Parti bu 17 yıllık iktidarı döneminde girdiği, 14 seçimden de galip çıktığı ve kazandığı halde ne yazık ki, bölge ve özelde Diyarbakır’da hep gerilemiştir.
“BUNUN TEK NEDENİ BÜTÜNLEŞMEYİ SAĞLAYAMAMASI!”
Bunun da tek nedeni bütünleşmeyi sağlayamayışı, iktidarda olan bir parti olduğunu kavrayamaması neden olmuştur. Burada küçük olsun benim olsun felsefesi hep ağır basmış, seçilmişler arasında bir ahenk ve bir uhuvet ihya olmamıştır. Böylesi bir durumda AK Parti, bölge ve Diyarbakır özelinde her seçime değişik isimler ve kadrolarla da hareket etmek suretiyle, isabetsiz adaylarla seçimlere girmek zorunda kalmış ve bu nedenle gittikçe kaybetmiştir.
“AK PARTİ’NİN VİZYON VE MİSYONUNA YAKIŞIR ADAYLARLA SEÇİME GİRİLMELİ”
Sizce AK Parti’nin bu seçimlerde kazanması için nasıl bir strateji çizmesi gerekir?
AK Partinin bu seçimlere güçlü bir teşkilat performansı ve partisinin misyon ve vizyonuna yakışır adaylarla seçmeninin karşısına çıkması gerekir. Teşkilat olarak il ve ilçe teşkilatlarının özverili ve parti misyonlarına sahip çıkarak sahnede birlik içinde yer almaları onları belki de hiç beklemedikleri bir zaferle karşı karşıya gelmelerine vesile olur. Bu zemin halı hazırda mevcuttur. Yeter ki seçmenin ve halkın içinde karşılıkları olan ehliyet ve liyakat sahibi adaylarla meydana çıkmış olsunlar. Dayatma adaylarla, halkın içinde karşılığı olmayan, çevreleri ve tanınmışlıkları olmayan adayların, AK Partiye seçim kazandırmaları iyimser olmaktan başka bir şeye yaramayacaktır.
“ESKİ VE YENİ BÜTÜN VEKİL VE BAKANLARIN EL ELE KOL KOLA MEYDANA İNMELERİ GEREKİR”
Kurulduğu tarih olan 2001 yılından bu yana AK Parti teşkilatlarında mahalle temsilciliklerinde bulunmuş, il ilçe ve belde başkanlıkları yapmış, belediye başkanlıklarında bulunmuş, milletvekili hatta bakan olmuş bütün AK Partililerin bir araya gelerek el ele kol kola vererek bu seçimler için meydana inmeleri gerekir. Talip oldukları başkanlık makamına geldiklerinde vizyon sahipleri olarak projelerinin olması ve bu konuda seçmeni ikna ederek güvenlerini kazanmaları lazım. İktidarda bulunan partilerinin Türkiye için hayatı öneme haiz olan başta demokratik haklardan başlamak üzere fiziki anlamda ülkeye her alanda yapılan hizmetlerin anlatılması lazım. Bu konuda da ısrarlı olmaları gerekir. Özellikle Türk soluyla Türkiye siyasi tarihinde ittifaklar kurmuş ve aldatılmış bölgeden seçilmiş eski milletvekillerinin uğradıkları ihanetler ve yarı yolda nasıl bıraktıklarına dair halkı aydınlatmaları lazım.
“AK PARTİ, DİYARBAKIR’I HATİPOĞLU İLE KAZANABİLİR”
AK Parti için şu ana kadar isimleri medyada muhtemel Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayları olarak geçen adayları şanslı buluyor musunuz?
Özellikle takip ettiğim yerel basın ve medyada şimdiye kadar ismi ağırlıklı olarak geçen, ilahiyatçı Sn. Nihat Hatipoğlu’nu görmekteyim. Şu ana kadar herhangi bir müracaat olmadığı ve bu konuda ismi ağırlıklı olarak vazedilen herhangi bir aday ismi öne çıkmadığı için net bir şey söylememekle beraber, Sayın Hatipoğlu için Diyarbakır seçmeninden aldığım intiba şu; AK Parti ancak Sayın Nihat Hatipoğlu ile kazanabilir, onun haricinde çıkacak herhangi bir aday veya aday adayı kim olursa olsun, kazanma şansının olamayacağı cihetindeki kanaat ve intibalarıdır. Diğer yanda isimleri az olmak suretiyle geçen birkaç hemşerimiz içinde, sadece onları seven ve dar çerçevede adamları olması hesabıyla isimlerinin anıldığını Ankara’ya gelen hemşerilerimizden duymaktayız.
2014 YILINDA HATİPOĞLU’NA ADAYLIK TEKLİF EDİLMİŞTİ!
Sayın Nihat Hatipoğlu’nu 2014 yerel seçimler öncesi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için o zaman bizzat davet eden Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’a; “Bulunduğum ortamda verdiğim hizmetlere de büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır demek suretiyle” kendilerine izin vermeleri hususunda mazeret beyan etmişlerdi. Mazeretleri o gün için kabul edilen, Sn. Hatipoğlu’nun adaylık konusunda önümüzdeki seçim içinde tüm düşüncesinde, metropol ilçe belediye başkan adaylarının halkın içinde karşılıkları olan saygın çevreleri geniş ve gerçekten AK Partili olan adaylar olmalarıdır. Ancak bu özelliklere sahip adayların AK Partiyle hizmetler ifa edecekleri inancı içinde olduğunu ifade etmek isterim.
“MEMLEKETİM HUZUR VE REFAH İÇİNDE OLSUN”
Son ekleyeceğiniz bir tavsiyeniz olur mu?
Son tavsiyem; birlik ve beraberlik içinde yürümek ve memleketimin huzur ve refah içinde olması ve hizmetler görmesi temennisidir. Bende teşekkür ederim. Diyarbakır’a selam ve saygılarımı gönderiyorum.
(Sait BAYRAM’ın Özel Röportajı)