Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, seçim sürecinin adil işlemediğinin altını çizerek, Diyarbakır Valisi ve diğer mülki idari amirlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin üyeleri gibi çalıştığını bildiklerini söyledi. Yerel yönetimlerin bütün imkanları Adalet ve Kalkınma Partisine ve adaylarına seferber edildiğine işaret eden Tanrıkulu, “Ben buradan hem tecrübeli bir hukukçu, Milletvekili ve siyasetçi olarak söylüyorum ve kamu görevlilerini buradan uyarıyorum” dedi.
DİYARBAKIR GAZETE- 31 Mart’a yapılacak yerel seçimlere 1 aydan kısa bir süre kala siyasi parti Belediye başkan adayları seçim çalışmalarını ve ziyaretlerini sürdürüyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yaklaşan yerel seçimleri değerlendirdi.
‘Seçimler Adil yapılmıyor’
Diyarbakır ve Bölgedeki seçim çalışmalarında, Adalet ve Kalkınma Partisi ile mücadele etmediklerinin altını çizen Tanrıkulu, “AK Parti Devlet partisine dönüşmüştür. Dolayısıyla aynı zamanda devletin bütün imkanlarını seferber edildiği bir ortam var. Bütün bölgede ve neredeyse tüm Türkiye’de ama burada daha ağırlıklı hissediyoruz. Çünkü Türkiye’nin diğer bölgelerinden farklı bir de devletin güvenlik güçlerinin seferber olduğu bir ortam var bütün bölgede. Onlarla mücadele ettik; ediyoruz: Seçimlerin adil olması seçim günüyle alakalı bir mesele değildir. Oy vermenin başladığı ve bittiği süreyle ilgili değildir. Seçim takviminin başlamasından seçim sonuçlarına ve kesinleşmesine kadar olan bir süreyi ifade eder. Dolayısıyla bütün bu sürecin adil olması gerekir. Ama biliyoruz ki adil değildir. Seçmen yazılımından propaganda sürecine kadar olan süre adil bir süreci ifade etmiyor. Bütün Türkiye bakımından bu böyle. Genel Başkanımız Meclis’teki grup toplantısında bağımsız ve adil olması, kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’nin kullandığı imkanları kamuoyu ile paylaştı. Bu tek başına örnektir” diye konuştu.
“Vali ve Mülki idare amirleri AKP’nin Üyeleri gibi çalışıyor”
Tanrıkulu, Vali ve diğer mülki idare amirlerinin doğrudan doğruya Adalet ve Kalkınma Partisinin üyeleri gibi çalıştığını bildiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Ayrıca Diyarbakır’da yaklaşık 8 yıldır kayyım yönetimi var. Yerel yönetimlerin bütün imkanları Adalet ve Kalkınma Partisine ve adaylarına seferber edilmiş durumdadır. Bunları biliyor ve görüyoruz. Sonuçta bu toplumun hafızası vardır. Bizim de hafızamız vardır.
“Kamu görevlilerini uyarıyorum”
Ben buradan hem tecrübeli bir hukukçu, Milletvekili ve siyasetçi olarak söylüyorum ve kamu görevlilerini buradan uyarıyorum. Özellikle Diyarbakır’dan Diyarbakır Milletvekili olarak uyarıyorum. Gördüğümüz her hukuksuzluğu kaydedeceğiz. Ve mutlaka suç duyurusunda bulunacağız. TBMM’nin kayıtlarına geçireceğiz. Dolayısıyla ben bugün yaptım, yanıma kar kalır, başka bir yere giderim, bu unutulur değil. En azından milletvekili olarak ben Diyarbakır’da yaşanacak bütün hukuksuzlukları birer soru önergesi ile meclisin kayıtlarına geçireceğim. Bu kamu görevlilerin adlarını Meclis’in tarihine yazacağım. Diyarbakır’dan bilsinler”
“Tarafsız olarak görevlerini ifa etsinler!”
Tanrıkulu, Bundan sonraki süreçte adım attıkları zaman gerçekten de tarafsız bir kamu görevlisinin gerektirdiği liyakatle çalışmalarını önererek, “Yarın öbür gün devran dönerse sonra biz ne yaptık? Niye böyle yaptık demesinler. Dolayısıyla kamu görevlisi süreçleri uzun süreçlerdir. Diyarbakır’da çalışan çok genç kamu görevlileri var. Önlerinde uzun meslek yaşamları var. O meslek yaşamlarını şimdiden Diyarbakır’da kötü bir anı, kötü bir sicille noktalamasınlar. Buradan kendilerine benim tavsiyem odur. Kendilerini hukuk çizgisinde kalmalarını buradan öneriyorum ve onların büyükleri olarak da tavsiyede bulunuyorum. Özellikle Diyarbakır ve bölgede duyurulmasını istiyorum. 10-15-20 yıl sonra Meclis’e gitseniz o kayıtlar orada durur. İstediğiniz zaman basarsınız ve çıkarırsınız kayıtları. Diyarbakır sahipsiz değil, Bizim 8-9 aylık TBMM Performansımız Diyarbakır Vekili olarak da bunu ortaya koymuştur. Ama bu sürecin bütün siyasi partiler bakımından adil geçmesi için güvenli bir ortamdan geçmesi için CHP ve Diyarbakır milletvekili olarak üzerimize düşen her sorumluluğu bütün siyasi partiler bakımından yerine getireceğiz. Bununda bilinmesini isterim” ifadelerini kullandı.
Seçmen taşınmıyor, kaydırılıyor!
Seçmen taşınma iddialarına da değinen Tanrıkulu, “Diyarbakır’da taşıma seçmen değil de seçmen kaydırma olarak adlandırılan başta Kulp olmak üzere Hani, Eğil, ilçelerine çok sayıda güvenlik görevlerinin özelikle askerlerin kaydırıldığını biliyoruz. Bunları ispatladık. Hem İl hem de Kulp Seçim Kuruluna zamanında başvurumuzu yaptık.
Talebimiz seçim kurulunca rededildi
Fakat çok ilginç nedenlerle talebimiz seçim kurulu tarafından reddedildi. Gerekçe seçim günü oluşacak güvenlik ihtiyacı ile ilgili bu kadar güvenlik görevlisinin ilçelerde kaydedildiği olarak gösterildi. Buradan soruyorum; Kulp benim ilçem aynı zamanda 2 bin 700 civarında güvenlik görevlisinin kaydı yapılmış, 2 bin 700 seçmenin neredeyse oy kullanacak seçmenin 8’de biri kadar bir sayı aynı zamanda. Bu 2 bin 700 güvenlik görevlisi orada olacak. Sonuçta kendileri asker olduğu için orada olacaklar. Oy kullanacaklar.
“Seçim sonuçlarını değiştirmeye dönük matematiksel bir hesaplama yapılmış”
Doğrudan doğruya seçim sonuçlarını değiştirmeye dönük bir matematik hesapla yapılmış bütün bunlar. Bu sadece Diyarbakır’da değil, aynı zamanda bölgenin birçok ilinde ve ilçesinde yapılmış. Mesela Siirt’te geçen seçim ile bu yılki seçim arasındaki oy farkı yani taşıma ve yeni kaydedilen seçmenle kapanacak boyutta. Çünkü 7 binden fazla asker seçmen taşınmış buraya. Bütün bunları hem bizler görüyoruz hem de halkımız görüyor. Dolayısıyla halkımızın iradesi özgür bir biçimde sandığa yansımasını ve oradan çıkmasının önünde büyük engel bunlar. Ama boşa çıkacaktır. Bu halk bugüne kadar hiç kimseye boyun eğmedi, bunlara da boyun eğmez” şeklinde konuştu.