İzmir’in Buca ilçesinde Belenbaşı Köyü’nde yıkılıp tekrar yapılan Belenbaşı İlkokulu’na, 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkencelerle bilinen subay Esat Oktay Yıldıran’ın ismi verildi. Birçok muhalefet parti ve muhafazakar sendika başkanı olaya tepki gösterdi.
DİYARBAKIR GAZETE- Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Tekdemir de tepki gösterenlerin arasında yer aldı.
Tekdemir, sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı paylaşımda, “İzmir’de bir okula Diyarbakır cezaevinin utanç verici geçmişine insanlık dışı uygulamalarla adını kazımış birinin adı verilmiş. Bu durumu akılla bağdaştırmak, insafla açıklamak, iyi niyetle adlandırmak mümkün değil. Bu yanlıştan tez elden dönülmelidir” dedi.
DİYARBAKIR CEZAEVİ’NDE NELER YAŞANDI?
Esat Oktay Yıldıran’ın yüzbaşı olarak görev yaptığı Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül 1980’de Sıkıyönetim Komutanlığı emrinde Askeri Cezaevi olarak hizmete açıldı. 37 tutuklu, 1980-84 yılları arasında, cezaevi yönetiminin kötü uygulamaları, yapılan işkenceler nedeniyle hayatını kaybetti.
Bazı kaynaklar bu sayının 50’yi aştığını öne sürüyor. Cezaevinde gördüğü işkencelerin bıraktığı kalıcı hasarlar nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise bilinmiyor.
Bu cezaevinin yakın dönem Türkiye siyasi tarihine en büyük etkisinin, “Apocular” olarak başlayan hareketin PKK olarak gelişip büyümesi” olduğu yorumları ise sık sık dile getiriliyor.
Esat Oktay Yıldıran’ın, cezaevindeki uygulamaların mimarı olduğu öne sürülüyor. Ahmet Türk ve Gültan Kışanak, Orhan Miroğlu gibi Kürt siyasetçiler de Yıldıran’ın işkencelerine maruz kalan isimler arasında. 2 dönem AKP milletvekilliği yapan MKYK üyesi Orhan Miroğlu da Diyarbakır Cezaevi’nde 8 yıl hapis yatmıştı.
Miroğlu 2017 yılında Diyarbakır Cezaevini İnceleme Alt Komisyonu toplantısında Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatarak, “Her katta 10 hücre vardı ve 4 kattan oluşuyordu. Birinci katın birinci hücresi tamamen lağımla doldurulmuştu. Gelen herkes istisnasız o lağımın içerisine sokuldu. Ona da ‘banyo’ diyorlardı” demişti.
Miroğlu cezaevinde yüzbaşı rütbesiyle güvenlik amirliği yapan Yıldıran’ın işkenceyi yönettiğini anlatmıştı: “Yüzbaşı Esat, ‘bunlara banyo yaptırın’ dedikten sonra bizi oraya soktular. Bu işkence süre olarak yaklaşık 4-5 saat sürdü. Kaçışıyorduk. Koridorun içerisinde feryat figan kaçıyorsunuz ama bir biçimde sizi buluyorlar ve işkence yapıyorlar. Yorulmalarının ardından bitti.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılında yaptığı konuşmada cezaevinin zulümlere konu olduğunu söylemiş ve “hafıza” merkezi olarak görev yapacağını kaydetmişti. Müzenin 3 Eylül 2024’de açılması hedefleniyordu.
12 Eylül 1980 askeri darbesi nedeniyle Diyarbakır Cezaevi’nde işkence ve kötü muamelelere maruz kalan yaklaşık 1600 darbe mağduru, dönemin sorumlularının yargılanması için çeşitli tarihlerde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Başsavcılık, suç duyuruları hakkında takipsizlik kararı verdi.
Esat Oktay Yıldıran, 22 Ekim 1988’de İstanbul Ümraniye’de, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte bindiği halk otobüsünde uğradığı saldırıda öldürülmüş, saldırıyı PKK üstlenmişti.