Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, 5 nolu Cezaevine ilişkin yaptığı açıklamada, müze projesine kent dinamiklerinin müdahil olması gerektiğini belirterek, cezaevinin “İnsan Hakları Müzesi”ne dönüştürülmesini talep etti.
DİYARBAKIR GAZETE- Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinin İnsan Hakları Müzesi olması ve hafızanın korunması için hazırlanan projeyle ilgili Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamada “Yüzleşmek İyileşmektir, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi İnsan Hakları Müzesi Olsun!” Pankartı açıldı. Açıklamaya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl yöneticileri, Saadet Partisi, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu üyeleri katıldı. Hazırlanan basın açıklamasını platform adına Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren okudu.
“TRAVMALARIN ETKİSİ HALA DEVAM EDİYOR”
Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin açılmasının hemen ardından gerçekleşen 12 Eylül Askeri Darbe sonrası Kürt halkının hafızından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlaline konu suçların işlendiği bir merkez haline geldiğini ifade eden Eren, “Askeri darbe sonrasında, cezaevinde tutulan mahpuslar yoğun fiziki ve psikolojik işkencelere maruz kalmış; çok sayıda mahpus yaşamını yitirmiş ya da kalıcı sağlık problemlerine yakalanmıştır. Mahpus ve yakınları üzerinde yarattığı travmanın etkileri de hala devam etmektedir. Bütün bu yaşananlara rağmen cezaevi 40 yıl daha kullanılmış ve son olarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi olan ismiyle 2022 yılında kullanıma kapatılmıştır” şeklinde konuştu.
“CEZAEVİ HAK İHLALLERİNİN CANLI HAFIZA MERKEZDİR”
Eren, Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin ülkede hakikat ve yüzleşme mekanizmasının sağlanabilmesine aracılık edecek en önemli mekânlardan birisi olduğuna dikkat çekti.
Eren, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Başta Kürtler olmak üzere, iktidardan farklı düşünenlerin hapsedilerek gerçekleştirilen hak ihlallerinin canlı bir hafıza merkezidir. Dolayısıyla hakikati ifşa, yüzleşmeyi sağlama ve insan haklarına dayalı bir yönetim anlayışının inşası için bu hafızanın diri tutulması elzemdir. Özellikle 78’liler Girişiminin kurduğu ‘Diyarbakır Cezaevi Gerçeği ile Yüzleşme ve Adalet Komisyonu’ ile birçok sivil toplum ve meslek örgütü; 12 Eylül 2007 tarihinden bugüne kadar gerçekleştirdikleri yüzleşme görüşmeleri, paneller, resim ve fotoğraf sergileri, kısa metrajlı filmler, belgeseller, radyo ve TV programları, anmalar, suç duyuruları ve yayınladıkları kitap ve dergiler vasıtasıyla Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinde yaşanan vahşeti ve yarattığı tahribatı ülke ve dünya kamuoyunun gündemine taşımışlardır. Bütün bu çabalar Diyarbakır Cezaevinin, İnsanlık onuruna karşı işlenen suçların bir daha yaşanmaması için farkındalık oluşturacak bir insan hakları müzesine dönüştürülmesini sağlamaktı.”
“PROJEYE KENT DİNAMİKLERİ MÜDAHİL OLSUN”
Diyarbakır Cezaevinin müzeye dönüştürülme fikri, geçmişte iktidar yetkileri tarafından zaman zaman gündeme getirildiğini belirten Eren, “Yakın zamanda Cezaevinin Anı ve Etnoğrafya Müzesine dönüştürülmek üzere özel bir şirkete ihale edildiği öğrenmiş bulunmaktayız. Biz aşağıda imzası bulunan sivil toplum, meslek ve iş örgütleri; Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin her santimetrekaresinin, tarihi gerçekliğine bağlı bir biçimde, hakikat ve yüzleşme mekânı kimliğiyle, ‘İnsan Hakları Müzesi’ ne dönüştürülmesini talep ediyor; Bu amaçla proje aşamasına söz konusu döneme tanıklık edenlerin, mağdurların ve kentteki STK’ların dahil edilmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.