TMO’dan hasadını satmak için randevu alamayan çiftçi ortada kaldı. Muhatap bulamayan çiftçi ne yapacağını şaşırdı. Çiftçilerin çare bulamadığı sorun ile ilgili Ziraat mühendisleri odası ve Yenişehir Ziraat Odası bir araya gelerek, ortak açıklama yaptı.
DİYARBAKIR GAZETE – Mayıs ayı sonu itibariyle çiftçilerin buğday hasadı mesaisi başladı. Buğday hasatlarını gerçekleştiren yurttaşlar, Diyarbakır Toprak Mahsulleri Ofisine gitti. Randevu sistemiyle karşılaşan çiftçi, internet üzerinden randevu alamadı. Günlerdir tartışma konusu olan mağduriyetle ilgili Yenişehir Ziraat Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depolarında hala geçtiğimiz yıla ait mısırların bulunduğunu ve yanlış politikalar yürütüldüğü ifade edildi. Diğer üyeler ise çiftçilerin, TMO’ya dilekçe verdiklerini fakat karşılarındaki muhatabın onlara ‘dilekçeyle herhangi bir çözüm bulunamayacağı’ yönünde bilgi verdiğini belirtti. Kentte bulunan 23 depolama alanından en mağduriyet yaşanan yerin ise Bağlar olduğu öğrenildi.
“ÇİFTÇİ MUHATAPSIZ BIRAKILMIŞ DURUMDA”
Açıklamayı yapan Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, şunları söyledi; “TMO yetkilileri ile görüşmemizde, Kapasitenin hesaplandığını ve bunun üstüne çıkılamayacağını, kapasite aşımı nedeniyle alımların gerçekleşmediğini dillendirmişlerdi. Oysaki hasat döneminde bakanlık, ‘çiftçinin üretimlerini tarlasındayken alıyoruz’ şeklinde haber resmi sitelerde yayınlandı. Ancak, çiftçi şu an bir otomasyonla muhataplık içerisinde, ürününü satabilmek için en az 40 gün sonraya randevu veriliyor. Yada otomasyondan randevu alınamıyor. Dolayısıyla çiftçi muhatapsız bırakılmış durumda. Bu muhatapsızlık hali çiftçiyi aracıların, rantçıların ve bu işte emek harcamadan kazanan kesimlerin insafına terk etmiş durumda.”
Çiftçinin günümüz koşullarında ekonomik kriz ve girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklı tarlasını ekmek için borçlandığını, bu nedenle ürünü bir an önce satıp borçlarını ödemek zorunda olduğunu ifade eden İskenderoğlu, “Üreticinin içinde bulunduğu üretim koşulları ve maliyetler dikkate alınarak değerlendirildiğinde, hükümetçe açıklanan 9 bin 250 lira alım fiyatının çiftçiyi sıkıntıya sokmasına rağmen, TMO’ya zorunluluktan kaynaklı satmak istemesine rağmen satamıyor. Çünkü TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin bu yıl 5 ayda 6.5 milyon ton buğday ithal etmesi sonucu depo doluluk oranları hızla tamamlanmış ve randevu sistemi buna göre planlanmış gözükmektedir. Burada ölümü gösterip sıtmaya razı etmek durumu değil, olsa olsa ölümünde sıtmanın da iç içe yaşatılmasıdır. Aracıların şimdiden çiftçinin bu makûs ve mecbur halini görerek kolları sıvadığı, kimi çiftçilere 5 bin den 7 bin 500 liraya kadar çeşitli teklifler yapıldığı bilinmektedir. Yine randevu alıp randevuyu başkalarına sattıkları bilgileri ve daha birçok gayrı ahlaki durumların yaşanmaya başlandığı görülmektedir. Sadece ürününü satmak için başvurunun yapılamamasından sonra ülkede yaşanılan bu fırsatçı ve çıkarcı zihniyet halinin, ülkenin düştüğü durumu ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir” dedi.
İskenderoğlu ayrıca çözüm olarak, çiftçiden belli bir miktar hasadı alınarak onların rahatlatılması gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: “TMO’nun fabrikalara ve ürünü işleyen kurum kuruluş ticari alanlara aktarmaların yapılarak depoların hızla boşalması gerekmektedir. Tüm başvuran çiftçilerin başvuruları kabul edilerek çok zorlanması durumunda her üreticiden ilk etapta belirli bir miktar alınarak üreticinin rahatlatılması gerekmektedir. Merkezi bir randevu sistemi getirilip tüm bölgelerdeki boşluklara zaman kısıtını gözeterek sistem yeniden revize edilmelidir.Randevu alan çiftçinin ürününü hemen teslim alacak şekilde planlama yapılmalı, araçlarda kalan ürünün bedeli ekstra çiftçi ödemek zorunda bırakılmamalı.”