Diyarbakır’da özellikle dar gelirli ve yoksul kesimlerin yaşadığı Bağlar bölgesinde sessiz sedasız çalışmalar yapan, kadınlar başta olmak üzere bir çok kesimin yaşamına dokunan aktivist/siyasetçi Dürdane Beyoğlu, bu mücadelesini milletvekili olarak meclise taşımak istiyor.
Kadınlara siyasette ve yaşamın her alanında en fazla değer ve yer veren adresin AK Parti olması nedeniyle tercihini buradan yaptığını belirten Beyoğlu, “Bugüne kadar makam ve mevki sahibi olma derdim hiç olmadı. Ben kadınların sesi olmak istiyorum. Kuruluşundan beri neferi olduğum AK Parti ile bunu başarabileceğime inandığım için bu yola çıktım” dedi.
DİYARBAKIRGAZETE- Diyarbakır’ın tarihi Sur bölgesinde büyüdü, bütün yaşamı doğup büyüdüğü kentin insanlarının yaşamına dokunmakla geçti. Yıllardır sahada sessiz ve sedasız şekilde ama milyonların derdiyle dertlenerek çalışmalar yapıyor. En fazla haşır neşir olduğu bölge ise dar gelirli ve yoksul kesimlerin yaşadığı eski Bağlar bölgesi. Deyim yerindeyse tüm cadde ve sokakların isimlerini ezbere biliyor, gittiği her yerde kadınlar tarafından “Diyarbakır’ın vicdan annesi” olarak karşılanıyor.
Dürdane Beyoğlu, bugüne kadar verdiği mücadeleyi milletvekili olarak meclise taşımak istiyor. Geçtiğimiz günlerde yaklaşık 5 bin kadının katılımıyla AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı’na gelerek aday adaylığı başvurusunda bulunan Dürdane Beyoğlu ile yaşamı ve hedefleri üzerine söyleşi gerçekleştirdik.
ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
Diyarbakırlıyım, bütün yaşamım bu şehirde geçti. En zor zamanlarda bile şehrimi terk etmeyi hiç düşünmedim. Kendimi halkımın hizmetine adadım.
SİZİN İÇİN SİYASET NE ANLAMA GELİYOR?
Benim için siyaset ait olduğun topluma, sana kimlik veren ve değer katan şehre gönülden, hiçbir makam ve mevki beklemeden hizmet etmek anlamına geliyor. Ben siyaseti bir yerlere gelmek veya bir şeylere sahip olmak için basamak olarak kullanmayı doğru bulmam. O zaman iş mecrasından çıkar. Beni tanıyanlar iyi bilir. Mütevazi olmayı, insanların derdiyle dertlenmeyi her şeyden değerli bulurum. Yaptığım her şeyi Allah’ın rızasını gözeterek yapmaya gayret ederim. Allah’ın rızasını esas almayan hiçbir mücadeleden hayır gelmez.
NE ZAMANDAN BERİ SİYASETİN İÇERİSİNDESİNİZ, NEDEN AK PARTİ?
Kuruluşundan beri AK Parti’nin çatısı altında önce milletime ve şehrime, sonra partime faydalı olmaya çalışıyorum. Kendimi bu davanın neferi olarak değerlendiriyorum. AK dava diyorum. Bu davanın önceliği önce millet, önce hizmettir. Sadece ülkemizin değil, dünya mazlumlarının davasıdır. Bugün dünyanın her yerindeki mazlumlar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a “mazlumların umudu” gözüyle bakıyor. Bizim bu umudu yok etmeye hakkımız yok. Benim için öncelikle 14 Mayıs’taki tarihi seçimlerde önemli olan cumhurbaşkanımızın ve partimizin kazanmasıdır. Elbette milletvekili adayı olmak ve sonra mecliste olmak istiyorum, bunu da kadınların sesi olmak için istiyorum. Ama cumhurbaşkanımızın kazanması ve partimizin başarılı olması hepsinden önce gelir.
SAHADAKİ DURUMU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Ben sadece bu süreçte değil, yıllardır sahadayım. Halkı seçimden seçime hatırlama düşüncesi baştan sona yanlış. Cumhurbaşkanımızı güçlü kılan ve halkın gözünde kahramanlaştıran gerçek, halkın içinde olmayı bir yaşam biçimi haline getirmesidir. Bizden de bunu istiyor. Ben yıllardır aynı tempo ve heyecanla halkın içindeyim. Nerede, ne var çok iyi biliyorum. Halkımız necip bir halktır. Siz ona bir adım giderseniz o size hem kapılarını, hem gönlünü açar. Kadınlarla mükemmel bir bağımız var. Neredeyse aile olduk. Samimiyetimize çok inanıyorlar. Benim için önemli olan bu. Cumhurbaşkanımıza büyük bir teveccüh var. Halk kendisine çok güveniyor. AK Parti bugüne kadar büyük değişimin adresi oldu. Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlelerini gerçekleştirdi. Rakiplerinin ulaşamayacağı reformlar gerçekleştirdi. Ülkemizin yaşadığı sıkıntılara rağmen hala en güçlü tercih olmasının altında yatan neden de budur. Halkımız “evet sıkıntılar var ama çözerse Erdoğan ve AK Parti çözer” diyor. 20 yılda yapılan hizmetleri sahada halka anlatmak bile başlı başına yeterli. Ama biz sadece bunları anlatmıyoruz, bize iletilen sorun ve talepkere aynı zamanda tevazu ve samimiyetle çözüm üretiyoruz. Sahada şu anda bizim için son derece pozitif bir hava var. Bu durum seçime de yansıyacaktır.
SON OLARAK 14 MAYIS SEÇİMLERİ İÇİN NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Siyasette 24 saatte çok şey değişir. Ama ben havanın sayın cumhurbaşkanımız ve partimiz lehine estiğini görüyorum. Söz konusu değişimse bunun adresi zaten AK Parti. Bugüne kadar yaptıklarımız ortada. Ülkemizin istikrara ihtiyacı var. Çünkü etrafımız ateş çemberi. Hata yapma lüksümüz yok. Bizi yutmak ve yok etmek isteyen, bunun için pusuda bekleyen bir blok var. Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesini istemelerinin altında yatan neden Türkiye’nin çökmesini istemeleridir. Karşımızda birbirine benzemeyen, topluma nasıl bir gelecek vaat edeceği belli olmayan, gizli niyet ve amaçları olduğu her halinden belli olan bir cephe var. Halkımız feraset sahibidir. Allah’ın izniyle sandıkta bunun cevabını verecektir. Ben halkımızın sağduyusuna güveniyorum. 15 Mayıs’a aydınlık bir Türkiye umuduyla uyanacağız inşallah.