Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı (TMMOB) Emin Koramaz ve beraberindeki heyet deprem bölgelerinde incelemelerini tamamladıktan sonra Diyarbakır’a geldi.
Deprem bölgelerinde incelemelerde bulunan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin koramaz, gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adımın, yapılacak her konutun yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına geleceğini, insanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyeceklerini söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı (TMMOB) Emin Koramaz ve beraberindeki heyet deprem bölgelerinde incelemelerini tamamladıktan sonra Diyarbakır’a geldi. Elektrik mühendisleri odasında basın toplantısı düzenleyen Emin Koramaz, yaklaşık 15 milyon kişinin yaşadığı çok geniş bir coğrafyayı etkileyen depremde resmi rakamlara göre 49 bin kişi hayatını yitirdiğini, on binlerce bina yıkıldığını, aradan bir ay geçmesine rağmen, kayıplara ve yıkımın boyutlarına ilişkin gerçek rakamların açıklanamadığını ifade etti.
‘KÖTÜ ANLAYIŞTA ISRAR FELAKETİ GETİRDİ’
Kayıpların sayısının ve yıkımın bu denli büyük olmasının pek çok nedeni olduğuna vurgu yapan TMMOB Başkanı Koramaz, “TMMOB olarak çok uzun yıllardan bu yana ülke coğrafyamızın depremselliği, ülkemizdeki yapı stokunun depreme dayanıksızlığı, yapı denetim sistemimizin işleyişi mantığındaki çarpıklıkları ve ülke çapında afet-acil durum ve risk yönetimi konusundaki yetersizlikleri gibi çok hayati konuları ısrarla dile getiriyoruz.
Ülkeyi yönetenlerse bu sözlerimize kulak vermek yerine yıllarca sorunu daha da büyütecek adımlar attılar. Deprem vergilerini bütçe açıklarını kapatmak için kullandılar. Kentsel dönüşüm deprem riski yüksek alanları yenilemek yerine yeni rant alanları yaratmak için kullandılar. Şehirlerdeki acil durum toplanma alanlarını ve yeşil alanları imara açtılar. TMMOB’yi mesleki denetim süreçlerinden dışladılar. Yapı Denetim sistemini tamamen şirketlerin insafına terk ettiler. Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı eğitimini kabul edilemez bir hale getirdiler. Tüm bu anlayışın sonucunda yaşadığımız bir doğa olayı, büyük bir toplumsal felakete dönüştü.” Dedi.
BECERİKSİZLİKLERİNİ, SUÇLAYARAK ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞTILAR
Konuşmasına, “Felaketin boyutlarını büyüten ve hepimizin canının daha fazla yanmasına neden olan şey ise afet sonrasında yaşananlar oldu. AFAD’ın yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak bir şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandalları eklendi. Depremzedeler haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktı.” Şeklinde devam eden Koramaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasal iktidar tüm bu fiyaskolarını ve beceriksizliklerini bastırabilmek için her zaman olduğu gibi farklı kesimleri hedef haline getirmeye çalıştı. Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir yardımlaşma ve dayanışma seferberliği yaşanırken, iktidar partileri ve yandaş gazeteler yardım sağlayan gönüllü kuruluşları, belediyeleri, sivil toplum örgütlerini hatta tribün gruplarını hedef aldılar. Yaşanan felaketin sorumluluğunu kabul etmek ve yanlıştan dönmek yerine türlü yalanlarla sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştılar. Biliyorsunuz bu süreçte TMMOB’yi de karalamaya çalıştılar. Önce çürük binalara TMMOB ve Odaların göz yumduğu yalanını servis ettiler. TMMOB’nin mesleki denetim yapmasının bizzat iktidar tarafından yasalarla engellendiği ortaya çıkınca bunun yerine TMMOB’nin kentsel dönüşüm uygulamalarına engel olduğu yalanına sarıldılar. Bunun da gerçeklerle uzaktan yakından ilgili olmadığını biliyorlar aslında. Biz bugüne kadar bütün açıklamalarımızda kentsel dönüşümün amacının deprem riski yüksek alanların güvenliğinin artırılması amacıyla kullanılması gerektiğini dile getirdik. Yoksulları kent merkezlerinden uzaklaştırma amaçlı, şehircilik ilkelerine uymayan yerleşimler yerine kentlerin dokusuna uygun, demografik ve kültürel yapıyı bozmayan güvenlikli yapılar inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Siyasi iktidar ise bu süreci, deprem riski yüksek alanlara değil, rantı yüksek alanlara öncelik veren, kentsel dokuyu tahrip eden bir anlayışla yandaşlarına sermaye aktarma aracı olarak kullanmak istedi.”
YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARMADILAR
Siyasi iktidar, tüm bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadığını deprem sonrasındaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdiğini ifade eden TMMOB Başkanı Emin Koramaz, arama kurtarma faaliyetleri bile tamamlanmadan, gerekli deliller toplanmadan alelacele enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldığını, enkazlar bile kaldırılmadan 200 bin konutun inşası için sözleşmelerin yapıldığının ilan edildiğinin altını çizdi.
Koramaz, şöyle devam etti; “126 No’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile afet bölgesindeki iskân alanlarının belirlenmesinde, imar planlarının hazırlanmasında ve her türlü yapının inşasında tüm yetkilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi. Henüz jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel atma törenlerinin yapılacağı duyuruldu.
YENİ ÖLÜMLERE DAVETİYE ÇIKARIYORLAR
Tek adam rejiminin “ben yaptım, oldu” anlayışının devamı olan bu uygulamaların bilime ve tekniğe uygun hiçbir yanı bulunmamaktadır. Yapılmak istenen şey halkın barınma sorununun çözümü değil, bir seçim propagandası olduğu çok açıktır. Gerekli inceleme ve hazırlıklar yapılmadan atılacak her adım, yapılacak her konut yeni felaketlere davet çıkarmak anlamına gelmektedir. İnsanların çaresizliğinin bir seçim malzemesine dönüştürülmesine izin veremeyiz. Depremin yıktığı binlerce yıllık kadim kentlerimizin tarihsel, kültürel, demografik, sosyal yapısının alelacele verilen kararlarla yok edilmesine sessiz kalamayız.”
‘DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ’
Konuşmasının son bölümünde iktidara çağrıda bulunan Koramaz, şu ifadeleri kullandı: “Bölge halkının en önemli sorunu barınma. Gezdiğimiz yerleşimlerde geçici barınma alanlarının henüz tamamlanmadığını gördük. İktidar derhal bu soruna çözüm bulmalı, depremzedelerin insani koşullarda barınmaları için geçici barınma alanlarını tamamlamalıdır. TMMOB olarak bizler tüm örgütlülüğümüzle ve gücümüzle bölge halkıyla yardımlaşma ve dayanışma ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Diğer yandan da bölgedeki şube ve temsilciliklerimizi işler hale getirerek bölge insanının mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmetlerinden yararlanması, üyelerimizin mesleklerini icra edebilecekleri imkânlara kavuşması için gerekli altyapı ve mekânsal ihtiyaçları bir an evvel karşılayacağız. Tüm bu zorlukları birlikte, dayanışmayla aşabileceğimize olan inancımla, hepinize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimiz iletiyorum.”