Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, sürekli geç gelerek görevini ihmal eden Eğitim-Sen Üyesi ve Şube yöneticisine sözlü uyarıda bulunduğu için bazı çevreler tarafından hakkında itibarsızlaştırma kampanyası başlatılan Piri Reis Orta Okulu Müdürü Ahmet Çelebi’ye destek açıklaması yaptı.
Tekdemir, yaptığı açıklamada, çalışkanlığı, gayreti, adaleti ve özverisiyle şehrimize mal olmuş Piri Reis Ortaokulu Müdürü Ahmet Çelebi’nin, sürekli geç gelerek görevini ihmal ve suistimal eden Eğitim Sen üyesi ve şube yöneticisi öğretmene sözlü uyarıda bulunduğu gerekçesiyle hedef tahtasına oturtulmuş, hakkında itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldığını hatırlatarak, “Okulda çalışkanlığı ve özverisi ile temayüz etmiş Din Kültürü öğretmenimiz Pınar MALKOÇ, branşı ile ilgili yaptığı etkinlikler nedeniyle aynı hain ve kirli odaklar tarafından Ülkemizin iyilik ve hayır yüzü olan güzide Sivil Toplum Kuruluşu İHH’nın temsilcisi olmakla suçlanmıştır” diye konuştu.
Soru Önergesi ve arka planının, Eğitim-Sen ve HDP’nin canlı ilişkisini gözler önüne şermiş, sinelerinde ve zihinlerinde saklamayı beceremedikleri ve her hezeyanda açığa vurdukları kirli zihniyetlerini ve gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya çıkardığına değinen Tekdemir, şunları söyledi:
“Dine ve dindarlara olan kin ve nefretini gizlemeyen, fırsat buldukça bunu ortaya koyan Eğitim-Sen, “Peygambere salat ve selam olsun” manasına gelen salavata karşı kinini kusmuş, HDP’yi bir kez daha kirli bilgi ile beslemiştir.
İşe doğru dürüst gitmeyen Eğitim Senli öğretmen, okulda salavat okunuyor gerekçesiyle müdürü ve Din Kültürü Öğretmenimizi HDP’ye, HDP’de müdürü ve öğretmenimizi Ankara’ya şikâyet etmiş. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Binlerce kez salat ve selam olsun Muhammed’e. Salat ve selam olsun aline ve yolunda gidenlere.
Şu bilinmelidir ki, salavatı laikliğe aykırı bularak karanlık dönemlerin kirli pratiklerinden nemalanan hainlerin, teröre destek verenlerin, LGBT gibi sapkın olumların yanında duranların, zalimlerin, haksızlık yapanların hep karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bizi ‘topluca salavat okudular’ diye bildiğiniz her yere, istediğiniz kadar şikayet ediniz.
Öğretmenler odasında nicel ve psikolojik üstünlük sağladıklarında bu niteliksiz güruhun başka düşünce ve inanca hayat hakkı tanımayarak nasıl bir canavara dönüştüğünü çok iyi biliyoruz, eğitim çalışanları da biliyor.
Tekbiri, salavatı, fatihayı laikliğe aykırı bulan bu anakronik zihniyete inat bir kez daha hep birlikte “Allahumme salli alâ Seyyidina Muhammed ve alâ Seyyidina Muhammed” diyoruz”