Sağlık ve Sosyal hizmet kolunda faaliyet gösteren YENİ SENDİKA Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Karakaş, yarın Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü’nde yapılacak Maaş promosyonu öncesi yazılı bir açıklama yaptı.
Maaş promosyon ihalesinin günümüz şartlarına göre nicel olarak tatmin edici ve her yıl sonunda enflasyon farkının ektra olarak verilmesini sağlayacak biçimde olmasını özellikle önemsediklerinin altını çizen Karakaş, “ Sağlık Bakanlığı ve üniversitelere bağlı yaklaşık 1100 hastanenin yanı sıra, İl Sağlık Müdürlüğü ve bağlı sağlık tesisleri ile Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’na bağlı 81 ilde bulunan yüzlerce kuruluş dikkate alındığında; “Banka Promosyonu” konusunun devlet memuru ve sürekli işçilerle birlikte yaklaşık 1 milyon 300 binin üzerinde çalışanı ilgilendirdiği görülmektedir. Söz konusu çalışanlar için son 5 yıl içinde yapılan banka promosyon sözleşmelerinden yoğunlukla ortalama 5 yıllık süreleri kapsayan 2022 yılı reel rakamlarıyla toplamda yaklaşık 980 milyar TL’lik çalışan maaşlarının banka hesaplarında işlem gördüğü, bankaların ise çalışanlara toplamda sadece yaklaşık 20 milyar TL’lik bir promosyon verdiği, bu bağlamda bahsedilen maaş-promosyon hacimlerinin birbiriyle son derece orantısız olduğu ifade edilebilir. İşçi ve memur konfederasyonları tarafından yapılan bazı araştırmalara göre; geçtiğimiz Ağustos ayı için 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi amacıyla yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırının” 5 bin 300 TL ila 6 bin 800 TL arasında olduğu, yeterli hayat standardında yaşayabilmek için gerekli olan minimum gelir miktarını ifade eden yoksulluk sınırının ise 14 bin 500 TL ila 22 bin 400 TL arasında olduğu saptanmıştır. Söz konusu rakamlar dikkate alındığında, genel olarak tek seferde verilen banka promosyonlarının hemen tamamının aylık yoksulluk sınırının bile altında kaldığı görülmektedir. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının kamuoyuna yansıyan yorumlarında banka promosyonu sözleşmelerinden duydukları memnuniyetsizliğin temelinde; hissettikleri “eşitsizlik” algısı ve “haksızlık” duygularının olduğu açıkça görülmektedir. Çalışanlar, benzer işi yapan ve benzer ücretleri alan diğer kurumlardaki veya şehirlerdeki meslektaşları ile aralarında deyim yerinde ise bir “uçurum” olduğu düşüncesini taşımaktadır. Bu şekildeki duygu ve düşüncelerin önüne geçilebilmesi için taşralardaki çok parçalı ve birbirinden oldukça farklı sözleşmeler yerine merkezden daha geniş ve kapsamlı sözleşmelerin yapılması, bu sayede genel bir uygulama birliğinin sağlanması önerisi değerlendirilebilir” dedi.
Mevcut banka promosyonu sözleşmelerinin feshedilmesi veya yeniden revize edilmesi konusu sadece finansal veya hukuksal bir çerçevede değerlendirilmemesi gerektiğine değinen Karakaş, şunları söyledi:
“Bu ve benzer konnular sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının “sosyal refah” düzeylerinin artması açısından da önem kazanmaktadır. Mevcut şartlarda yaşanan uyuşmazlığın, özellikle taşradaki kurum ve kuruluşların idareleri ile bankaların şubelerinin karşılıkı inisiyatifi ile genel anlamda üstesinden gelinebilecek bir konu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda yukarıda bahsedilen tüm hususların da dikkate alınarak, hızlı ve kapsamlı çözümler üretilebilmesi amacıyla sonuç bildirgemizin başta;