Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, yaşan demokratikleşeme sorunlarına işaret ederek, “Bir toplumsal sözleşme olarak; yeni, demokratik, çoğulcu ve herkesi farklılıkları ile kabul eden bir anayasaya ihtiyaç olduğu da gün gibi ortadır.” dedi.
5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla meslektaşlarıyla birlikte Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Avukatlar Günü’ne, avukatlara yönelik baskı ve soruşturma tehdidinin devam ettiğini bir ortamda girdiklerini söyledi. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılmadığını söyleyen Eren, soruşturma aşamasında başlayan isteksizliğin kovuşturma aşamasında da devam ettiğini ifade ederek, “Mahkeme heyeti, yargılamanın başladığı ilk celseden itibaren uygulama ve kararlarıyla bu siyasi suikastı alelade bir cinayet gibi görmek ve göstermek istemiştir.” ifadelerini kullandı.
‘AVUKATLIK FAALİYETLERİ ZORLAŞTI’
Eleştiri konusu olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusuna da değinen Eren, “Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamaması, gerek ulusal gerekse uluslararası yargı makamlarının vermiş olduğu kararların icra edilmemesiyle hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilkelerine ciddi zararlar verilmiştir. Toplumsal muhalefetin, hak temelli sivil toplum ve meslek örgütlerinin ses ve faaliyetlerinin en alt seviyeye düşürüldüğü; ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile kişi güvenliği hakkının hiçe sayıldığı; toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın derinleştiği bu atmosferde avukatlık faaliyetlerinin yürütülmesinin de ne denli zorlaştığının farkındayız.” diye konuştu.
‘DEMOKRASİYE ZARAR VERİYOR’
Demokratik ve sivil siyasete her türlü müdahale girişimine karşı olduklarını vurgulayan Eren, benzer girişimlerin yaşanmaması için demokratik siyasetin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu konuda yaşanan olumsuz gelişmelere işaret eden Eren, “Ancak yaşanan bu gelişmelere rağmen demokratik sistemin güçlendirilmesi bir tarafa demokratik sistemlerde kabulü mümkün olmayan kayyım atamaları, milletvekili tutuklamaları siyasi partilere yönelik kapatma davaları gibi uygulamalarda ısrar edilmektedir. Bir kez daha belirtmek isteriz ki geçmişte denenmiş bu ve benzeri uygulamaların, sorunların çözümden ziyade toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekten ve demokrasiye zarar vermekten başka bir etkisi bulunmamaktadır.” şeklinde konuştu.
‘YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR’
Kürt sorununda 2015 yılında yeniden başlayan ve devam eden çatışmalı sürece işaret eden Eren, şöyle konuştu: “Siyaset kanallarının kapatılmasının ve salt güvenlik eksenli politikaların son 40 yılı çatışmalarla geçmiş, on binlerce insanımızın ölümüne sebebiyet vermiş Kürt meselesinin çözümüne bir katkısı olmayacaktır. Bu temelde tüm sorunların çözümü için demokratik ve toplumun tüm kesimlerinin iradesini barındıran bir toplumsal sözleşme olarak; yeni, demokratik, çoğulcu ve herkesi farklılıkları ile kabul eden bir anayasaya ihtiyaç olduğu da gün gibi ortadır.”
Hak arama özgürlüğünün önünde engel oluşturan mesleki sorunlarının devam ettiğini belirten Eren, adli ve idari makamların avukatlara yönelik olumsuz tutum ve davranışların önüne geçilmesi, avukatlara yönelik artan fiziki saldırıların engellenmesi ve özelliklede mesleğe yeni başlayan avukatların yaşadığı ekonomik sorunların giderimi için acil çözümler geliştirilmesini istedi.