Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Sekreteri Semih Durmuş, Türkiye’de sağlıkta dönüşüm ile birlikte çok büyük işler başarıldığına işaret ederek, Ancak gelinen nokta itibariyle sağlık çalışanlarının itiraz ettikleri temel meselelerinin başında ücretlerdeki adaletsizlik geldiğini söyledi. Türkiye’de sağlık çalışanının sayısı Nüfusa oranladığınızda az, ancak talebin çok fazla olduğunu ifade eden Durmuş, “Başta hekimi, hemşiresi olmak üzere sağlık çalışanı sayısı az dolayısıyla sağlık çalışanları çok yoğun çalışıyorlar” dedi.
Genel Başkan Durmuş, Her gün Türkiye’nin her tarafında sağlıkta şiddet haberleri aldıklarını vurgulayarak, “Gerçekten bu sorun bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Ama bu sorun toplumun tüm paydaşları tarafından sahip çıkılırsa ancak çözülebilir. Sadece yasaları değiştirmek, cezaları artırmakla üstesinden gelemeyiz” şeklinde konuştu.
Sağlık-Sen Şube Başkanlığının İl Divan toplantısına katılmak üzere Diyarbakır’a gelen Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Sekreteri Semih Durmuş, www.diyarbakirgazete.com’a sağlık sorunlarını, sağlıktaki şiddeti, ücret adaletsizliğini değerlendirdi.
Türkiye’de sağlıkta dönüşüm ile birlikte çok büyük işler başarıldığına işaret eden Durmuş, “Gerçekten millet olarak biz büyük işler başarma noktasında ortaya ciddi manada bir irade koyuyoruz. Türkiye’deki sağlık hizmetleri toplumun tümünü kapsayan, sosyal güvenlik ağı toplumun tümünü ilgilendiren kapsayan geniş bir ağ ve Devlet Sosyal devlet olarak burada üzerine düşeni maksimum düzeyde yapıyor.
“HÜKÜMET ZENGİN-FAKİR AYIRIMI YAPMADAN SAĞLIK HİZMETİNİ TÜM VATANDAŞLARA İLETİYOR”
İmkanları noktasında da zengin-fakir ayırımı yapmadan sağlık hizmetini tüm vatandaşına iletiyor. Tabi bu durumu da çok ciddi manada bir maliyet durumu söz konusu. Önemli olan burada maliyeti karşılayabilme noktasında imkanların iyi kullanılması gerekiyor. Bugün performans sistemi diye bir uygulama var. Aslında performans sistemi kurgusu itibariyle baktığınızda sağlıkta dönüşümde çok büyük işlerin başarılmasında çok sihirli bir değnek, iyi bir formül. İyi işlerde başarıldı” diye konuştu.
“ÜCRET DENGESİNDE ÇOK CİDDİ MANADA BİR BOZULMA VAR”
Durmuş, Gelinen nokta itibariyle baktıklarında ücret dengesinde çok ciddi manada bir bozulma olduğunu gördüklerini belirterek, şöyle ded:
“Bugün sağlık çalışanlarının itiraz ettikleri temel meselelerinin başında ücretlerdeki adaletsizlik geliyor. Bir hekim başka branştaki aynı hekimin aldığı ücret arasında 2-3 kat fark olabiliyor. Biz bunun yanlışlığını dile getiriyoruz. İkinci olarak da hekimlerin temel ücretleri çok az. Bunların da belli bir seviyeye kadar çıkartılmasını arzu ediyoruz. Bu noktada belli görüşmeler yapıldı ve bu olay belli bir noktaya geldi. Beklentiler bunun yasallaşarak sonuçlanmasını noktasında kamuoyunda ciddi bir beklenti var. Muhtemelen önümüzdeki süreçler içerisinde hükümet, Sağlık bakanlığı ve Meclis bu noktada belli adımlar atacak.
“ÜCRETLERİN ARTIRILMASI YETMİYOR, ÜCRET ADALETİNİN TESİS EDİLMESİ GEREKİR”
Ama bu iki noktanın; bir temel ücretlerin artırılması iki sadece temel ücretlerinin artırılması yetmiyor, ücret adaletinin de tesis edilmesi noktasında adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde siz ne kadar ücret verirseniz verin, bir adaletsizlik durumu söz konusuysa bugün iletişimin en yüksek olduğu çağda yaşıyoruz. Herkes birbirinin ne aldığına bakıyor. Bunlar tabi teknik konular, bunların sağlık bakanlığının çözüme kavuşturması gerekiyor. Sorun olarak bu iki konuyu gündeme getiriyoruz”
“NÜFUSU GÖRE SAĞLIK ÇALIŞAN SAYISI YETERSİZ KALIYOR”
Türkiye’de sağlık çalışanının sayısı Nüfusa oranladığınızda az ancak talebin çok fazla olduğuna işaret eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, “Başta hekimi, hemşiresi olmak üzere sağlık çalışanı sayısı az dolayısıyla sağlık çalışanları çok yoğun çalışıyorlar. Bölge için de aynı şey söz konusu. Burada çalışan arkadaşlarımızın nispetten teşvik edilmesi ücret açısından destek edilmesi açısından aynı zamanda 4924 diye bir uygulama var. Yani sözleşmeli istihdam modeli var. Mecburi hizmette özellikle doğu ve güneydoğu bölge illeri ve sosyo-ekonomik gelişmişliği az olan yerlere planlama yapıyorlar. Doktor istihdam edebilmek için. Bunları yapıyorlar. Bunlar olumlu adımlar ama dediğim gibi bu toplumun genelini sağlık talebini karşılamakta yetersiz kalıyoruz.
“İHTİYACI KARŞILAMAK İÇİN ÇOK FAZLA ÇALIŞIYORUZ”
İhtiyacı karşılamak için de çok fazla çalışıyoruz. Bir sağlık çalışanı aylık 170 saat mesaisi üzerine 130 saat fazladan mesailer yapıyor. Ayda 12-13 nöbet tutuyor. Bir İl ya da ilçede sadece bir branş oluyor. Uzman Hekim ve ayın 30 günü icap nöbeti tutmak zorunda kalıyor. Bunlar giderilmesi gereken temel sorunlar. Aslında büyük yapılan işlerin başarılmış olan büyük işlerin yanında bunlar ufak dokunuşlarla çözülebilecek sorunlar. Çünkü Türkiye sağlık sistemi daha önceki sorunları aştı. Bugün uzun yıllar bu konulara neşter vurulmamış olması, pandeminin getirdiği olağanüstü süreçler bu sorunların biraz daha katlanarak hızlı bir şekilde artmasına da sebep oldu. Benden bundan sonraki süreç içerisinde bu sorunların hızlı bir şekilde eğileceğini ve bu sorunların çözüme kavuşturulacağını düşünüyorum. Tabii Türkiye’de mezun olan her hekim atanıyor. Mezun olan bir hekimin atanmaması gibi bir durum söz konusu değil. Bu noktada Üniversitelerin kontenjanları artırıldı” ifadelerini kullandı.
“BİZ BU ÜLKEDEN GİTMEYİ DEĞİL, SORUNLARIN ÜZERİNE GİDEREK ÇÖZMEYİ İSTİYORUZ”
Genel Başkan Durmuş, Yurt dışına değişik nedenlerle giden hekimlerin varlığından bahsederek, “Eğitim, mali ve sosyal nedenlerden dolayı gitmek isteyen hekimler var. Ama biz tabi bu ülkenin vatandaşıyız, bu ülkede doğup büyüdük. Biz bu ülkeden gitmeyi değil, sorunların üzerine giderek çözmeyi istiyoruz. Bizim temel yaklaşımımız bu. Neticede bu sorunların üstesinden başka ülkeler gelmiş ise biz de geleceğiz. Bundan önce bir çok sorunun üstesinden geldik burada da geleceğiz. Mesele kaçarak, mesele giderek, sadece kendimizi kurtararak düzelecek bir mesele değil. Bu ülkenin temel meselesi buysa biz de sendika olarak bu konuda tüm paydaşlarımızla, tüm yetkililerimizle meseleleri görüşüyoruz. Görüş ve önerilerimizi iletiyoruz” dedi.
“PERFORMANSA BAĞLI ÜCRET ADALETSİZLİĞİ SÜRÜYOR”
Hükümetin önerilerine bazen hızlı, bazen de yeterli düzeyde adım atmadığına değinen Durmuş, “Yeri geliyor önerilerimize kulak vermekte hızlı davranıyorlar. Yeri geliyor maalesef yeterli düzeyde adımlar atılmış olmuyor. Performansa bağlı ücret adaletsizliği 7-8 yıldır süre gelen bir adaletsizlik ve her geçen gün derinleşti ve kronikleşti. Dolayısıyla şimdi artık patlama noktasına geldi. Bugün hekimlerin haklı itirazları var. Bu haklı itirazları manipüle etmek isteyen bir kesim de var. Bu kesimin kurbanı etmemek gerekiyor. Oraya duyarlı olmak gerekiyor. Belli marjinal gruplar, marjinal yapılanmalar var. Bunlar sendika çatısı altında da birleşip bunu gerçekleştirmek isteyebilirler. Burada önemli olan Devletin, Sağlık Bakanlığının gerçekten sahaya kulak vermesi, sahada sorunları tespit edip bunlara çözüm üretmesi gerekiyor. Ben bunları çözecek iradenin, aklın ve imkanların devlette, hükümette, sağlık Bakanlığında ve millete olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.
“SAĞLIK’TA ŞİDDET SORUNU TÜM PAYDAŞLAR SAHİP ÇIKILIRSA ÇÖZÜLÜR”
Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Sekreteri Semih Durmuş, “Bir diğer sorun; Sağlık’ta şiddet sorunu. Gerçekten her gün Türkiye’nin her tarafında sağlıkta şiddet haberleri alıyoruz. Bunlar bizi çok derinden üzen haberler. Gerçekten bu sorun bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Ama bu sorun toplumun tüm paydaşları tarafından sahip çıkılırsa ancak çözülebilir. Sadece yasaları değiştirmek, cezaları artırmakla üstesinden gelemeyiz. Bundan birkaç yıl önce Meclis’te yine sağlıkta şiddet gündeme gelmiş, cezalar artırılmış ama sonuç itibariyle sağlıkta şiddetin azalmadığını, mevcudiyetini koruduğunu, hatta arttığını görüyoruz. Sağlık-Sen olarak biz bu konuda duyarlılık kamuoyunda oluşsun diye her ay sağlıkta şiddet raporu yayınlıyoruz. Bunlarda kamuoyunda ciddi manada çok ciddi bir etki alanı oluşturdu. Ve şuanda Sağlık Bakanı ile Adalet Bakanının yaptığı görüşmede bu sorunun çözüme kavuşturulması noktasında bir irade beyanı görüyoruz. Bu beyan bizim için önemli bir beyan. Ayın 10’unun da bu konuda Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığınca bir Çalıştay gerçekleştirilecek. Sahanın sorunlarına vakıf olunacak ciddi çözümler üretileceğini, ciddi çözüme katkı sunacağına inanıyoruz. İnşallah sonuçları hayırlı olur. Biz de bu konuda raporları hazırlıyoruz ve Adalet ve Sağlık Bakanına da sunuyoruz” diye konuştu.
“TIBBİ MÜDAHALE SIRASINDA VATANDAŞTA OLUŞAN MAĞDURİYET HEKİMİN MAĞDUR EDİLMESİ İLE ÇÖZÜMLENEMEZ”
Tıbbi müdahale sırasında vatandaşta oluşan mağduriyet hekimin mağdur edilmesi ile çözümlenemeyeceğinin altını çizen Durmuş, şunları söyledi:
“Bir diğer açıdan baktığımızda sağlık çalışanlarının en önemli bir diğer sorunu; Sadece sağlık çalışanlarının sorunu değil, sağlık çalışanları üzerinde kendisini gösteriyor ama toplumun, sağlık hizmeti alan vatandaşların en temel sorunu haline gelen Tıbbi müdahale sonucunda vatandaşın zarar görmesi, görmüş olduğu bu zararın devlet tarafından karşılanması. Biz bunu bu yönüyle destekliyoruz. Bir vatandaş mağduriyeti varsa bu devlet tarafından karşılanmalı evet devlet bunu karşılıyor. İtiraz ettiğimiz kısım; Vatandaşın mağduriyetini gideren devletin bu mağduriyeti sağlık çalışanına fatura etmesi, ondan dava yoluyla almak istemesidir. Burada elbette sağlık çalışan bilerek isteyerek vatandaşın zarar görmesine sebep olacak bir iş yapmışsa zaten ceza yargılamalarında cezasını alır, yargılanır, bedelini öder ama isteği olmadan tamamen komplikasyon sonucu gelişen bir takım uygulamalarda var. Bu uygulamaların neticesinde de bir takım tazminat edemeye mahkum ediliyor. Biz işin bu kısmına itiraz ediyoruz. Bu kısmın düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda da kamuoyunu ciddi manada Sağlık-Sen olarak bunu gündemde tutup kanayan bir yara dedik. Belki sağlık çalışanların tümünün başına gelmeyecek, çok az kişinin başına gelecek ama böyle bir durum karşısında o sağlık çalışanı kaderine terk edemeyiz, onu yalnızlığa bırakamayız, önemli bir sorun ve çözülmesi gerekiyor. Sağlık çalışanları açısından işin bu tarafı var. Bir de Vatandaşın açısından da bir tarafı var. O da nedir? Bu sefer hekim riskli ameliyatların hiç birini yapmak istemiyor. Ve sağlık hizmetlerinde ne yaparsanız risk içerir. Her tedavinin komplikasyonları vardır. Bunu göze almadığınızda hastayı kurtaramazsınız. Bu sefer de hekim defansif tıp uyguluyor. Riskli gördüğü, acaba dediği hiçbir vakayı, hiçbir ameliyatı yapmak istemiyor. Ve dolayısıyla bunun faturasını yine vatandaş ödüyor. Dolayısıyla yapılan işte risk vardır, kimse hastasını kaybetmek istemez. Hiçbir Hekim vatandaşın canını kaybetmesini istemez. Dolayısıyla vatandaş açısından da baktığımız zaman bu sorunun muhakkak çözülmesi gerekiyor. Biz bu meselelere böyle bakıyoruz”
Sait BAYRAM’ın Özel Haberi