Diyarbakır Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Derneği (DİKENT)’ten, Diyarbakır’da Kentsel Dönüşüm sürecine ışık tutacak bir çalışma geldi. Konu ile ilgili yazılı bir açıklama yapan DİKENT Başkanı Mehmet Ali Elbey, önemli tespit ve önerilerde bulundu.
20 yıl sonra Diyarbakır nüfusunun 5 milyon küsur kişi olacağı öngörüsüyle, “1 milyonluk nüfus artışı için 230 bin yeni konut gerektiğine” dikkat çekildiğini hatırlatan Elbey, “Kentsel dönüşüm, kentte yaşayan insanların depreme dayanıklı, sağlıklı yapılarda, sosyal donatıya sahip alanlarda yaşamaları için yapılan bir uygulamadır. Kentsel dönüşümle elde edilecek ilave yapı stoku ile 20 yıllık konut ihtiyacını karşılamak mümkün değildir. Bu nedenle… “Kentsel dönüşüm yanında yeni konut alanlarının planda düzenlenmesi gerekir. Belediyelerimiz kentin dışında yeni yerleşim alanları planlamalı. Kent içinde dönüşüm nedeniyle yıkılan binaların yerine, arsa maliyeti düşük yeni planlı alanlarda konutlar yapılabilir. Böylece kent içinde yıkılan yapıların yeri yeşil alanlara dönüştürülüp yoğunluk baskısı azaltılabilir” dedi.
DİKENT Başkanı Elbey, Diyarbakır’da tarihinin en büyük kentsel dönüşümü için son hazırlıkların yapıldığını hatırlatarak, “Çalışmaların kentin her yerini kapsaması en önemli farkı. Nitekim, geçtiğimiz aylarda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un kronik sorun haline gelen Diyarbakır’da başlattığı dönüşümler Peyas mahallesi, Sanayi mahallesi, Kaynartepe mahallesinde Konutlar’daki düğümün çözümü adımları, Diyarbakır merkez alanının bir bölümünün kentsel dönüşüme ayrılması, çalışmalardaki kararlılığı gösteriyor. Ardından Kent merkezinin kalbi Bağlar ilçesi Kaynartepe mahallesinin 53.000 M2’lik bölgesi dönüşümü de Diyarbakır’ın geleceği adına çok önemli. Bu konuda Diyarbakır Bağlar Belediyesi “Afete Dayanıklılığını Artırmak” hedefine ulaşabilmek için yapıların risk değerlendirmesinin yapılması, afet odaklı kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması, Diyarbakırlıların “Kentsel dönüşüm” algısının iyileştirilmesi ve kentin tüm zemin çalışmalarının tamamlanması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca bu kapsamda, ilçede kentsel dönüşüm çalışmaları için vatandaşlarla temas kurulması için ofisler açarak, eski bir yerleşkeye sahip olan ilçede kentsel dönüşüm sürecini İlçe/Mahalle/Semt kimliğini koruyarak yürütüyor” dedi.
Tam bu noktada geçmişte korunamayan, ama günümüzde önemi artan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı üzerindeki karar süreçleri de önem kazandığını ifade eden Elbey, “Kentsel dönüşüm projesi vatandaşın yararına olacak riskli yapıların ortadan kaldırılmasından ziyade devletin rant sağlamak için bu uygulamaya geçildiği söyleniyor. Elbette ki inşaat sektörü ülkemiz için lokomotif sektörlerden biridir. Otomotiv ve inşaat sektörü ülkemiz için önemlidir. Bu çapta bir kentsel yenileşme inşaat faaliyetlerinin artması haliyle ekonomiye bir canlılık getirecektir. Hükümetin rant sağlamak için bu projeyi çıkarmadığı kanaatindeyim. Bu mevzuat olması gereken bir mevzuattır. Sadece daha düzgün ve vatandaşın hakları gözetilerek yapılsaydı daha faydalı olurdu. Elbette ki bu yapılan inşaattan birileri rant sağlayacaktır. Şu ekonomik durgunluk ve dünya krizi sırasında kentsel dönüşüme başlanması son derece akıllı ve Türkiye’yi ekonomik açıdan sıkıntıya sokmayacak ve ülke gelişimine fayda sağlayacak bir faaliyet olarak görüyorum. Dolayısıyla hükümetin çıkar sağlamak için çıkardığı bir proje olduğunu kesinlikle düşünmüyoruz, olması gereken bir düzenlemedir” ifadelerini kullandı.