Yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla beraber başta sınıflardaki öğrenci yoğunluğu sorunu olmak üzere PCR testi uygulamasına son verilmesi gibi konuları gündeme taşıyan Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, yetkili birimlere çağrıda bulundu.
Diyarbakır merkez Bağlar ilçesinde yaklaşık 3 okul öğrencisinin bir kurumda eğitim gördüğü Şehit Hatip Çağlar Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması düzenleyen Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi, kentteki sorunların bir an önce çözülmesi noktasında gerekli adımların atılması gerektiğini söyledi.
Düzenlenen basın açıklamasını Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir okudu. Önceki yıllarda riskli yapı olduğu tespit edilip yıkım kararının uygulanması sonucu diğer mevcut okullarda öğrenci yığılması, bulaş riskinin minimuma indirilebilmesi noktasında gerekli temizlik çalışmalarının yapılması için yeterli sayıda hizmetlilerin istihdam edilmesi gerektiğini belirten Tekdemir, son zamanlarda gündemde olan eğitimcilere PCR test zorunluluğunun da kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı.
“YIK-YAP KAPSAMINDAKİ OKULLARIN ÖĞRENCİLERİ, BAŞKA OKULLARA AKTARILMASI YOĞUNLUĞA NEDEN OLDU”
2018 yılında depreme dayanıksız olduğu ve can güvenliği riski taşıdığı belirlenen okulların tespit çalışmaları yapıldığını aktaran Tekdemir, “Okulumuzla ilgili yıkım ve güçlendirme çalışmalarının yürütülmesine karar verilmiştir. Ne yazık ki yüz yüze eğitimin başlayacağı tarih öngörülemediğinden, sağlıklı planlamalar yapılamamış, bürokratik süreçlerin engel ve hantal yapısı nedeniyle yıkılan okulların yerine yenilerinin inşaat süreci tamamlanamamıştır.” dedi.
Yık-yap kapsamındaki okulların öğrencileri başka okullara aktarıldığını ve öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşürüldüğüne dikkati çeken Tekdemir, aktarımı olan öğrencilerin diğer okullarda yoğunluklara neden olduğunun altını çizdi.
Yıkılan okulların yerine yeni okul yapılmasıyla ilgili inşaat süreci hızlandırılması ve ek dersliklerin oluşturulması gerektiğini söyleyen Tekdemir, “Ek derslik ihtiyacını karşılayabilmek için diğer kamu binalarının ihtiyaç fazlası alanları kullanılabilmelidir. Özellikle Bağlar ilçesinin İç Bağlar Bölgesi ve Yenişehir ilçesinde okul sahasına elverişli mimari düzenlemeler yapılarak okul yapım süreci hızlandırılmalıdır. Bununla birlikte önümüzdeki eylül ayında valimizin taahhüdünde, planlamada yer alan çok sayıda okulun eğitim-öğretime hazır hale getirilmesiyle okul ihtiyacımızın önemli bir kısmının karşılanacağını beklemekteyiz.” dedi.
“50-60 KİŞİLİK KALABALIK SINIFLARDA BULAŞ RİSKİ DİKKATE ALINARAK SEYRELTİLMEYE GİDİLMELİ”
Kalabalık sınıflarda bulaş riski dikkate alınarak seyreltilmeye gidilmesinin kaçınılmaz hale dönüştüğünü ifade eden Tekdemir, “Bazı okullarımızda sınıf mevcutlarının 50-60 seviyelerine dayandığını gözlemlemekteyiz. Önerilerimiz ve beklentilerimiz doğrultusunda yapılan düzenleme ile yık-yap, onarım ve güçlendirme çalışmaları kapsamında ikili eğitim yapılan okullarda ders saati süresinin 30 dakikaya çekilmiş olması çok değerli bir başlangıçtır. Bu durumu takdirle karşılarken ders saati süresinin ikili eğitim yapan bütün okullar için 30 dakika olarak uygulanması önerimizin de bir an önce karşılık bulmasını bekliyoruz. Okulların ders başlangıç ve bitiş saatlerinin güvenli bir şekilde eve gidiş ve dönüşleri sağlayacak şekilde ve gün ışığında olmasına dikkat edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Okullardaki temizlik personeli eksikliği sıkıntısı olduğuna değinen Tekdemir şunları söyledi: “Norm fazlası durumuna düşen öğretmenlerin istek ve tercihleri doğrultusunda görevlendirilmelerine mutlaka dikkat edilmelidir. Ayrıca çok önemli bir konu olarak, okulların temizlik elemanı ihtiyacının had safhada olduğu bilinen bir gerçektir. İŞKUR kapsamında okullara planlanan TYP elemanları alımının okulların ihtiyaç talepleri dikkate alınarak ve bir an önce yapılması gerekmektedir.” dedi
“PCR TESTİ ZORUNLULUĞU SÜRDÜRÜLEBİLİR VE YÖNETİLEBİLİR BİR SÜREÇ DEĞİLDİR”
Aşının önemini tavsiye ve takdir etmekle birlikte PCR testinin zorunlu hale getirilmesi ve çeşitli yaptırım kararlarına karşı olduklarını dile getiren Tekdemir, “Eğitim-öğretimi olumsuz etkileyecek, eğitim çalışanlarını zor durumda bırakacak, idari birimlerle karşı karşıya getirecek ve uygulaması da mümkün olmayan PCR testi zorunluluğu sürdürülebilir ve yönetilebilir bir süreç değildir. Bu hatalı uygulama neticesinde eğitim çalışanlarına dayatılan, okullarda mesleklerini ifa edebilmek için aşı bilgilerini, aşı olmamış iseler PCR test bilgilerini ibraz etmelerinin istenilmesinin hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Tekdemir, “1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, idareye bu yönde bir yetki vermediği gibi Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olarak kişinin rızası olmaksızın hem sağlık bilgilerinin istenilmesinin hem de aşılamayı bireysel bir tercih olmaktan çıkarıp zorunlu bir sonuç haline getirecek dayatmacı idari tasarrufların hukuk devletine yakışmayacağı ortadadır.” şeklinde konuştu.