Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, yönetim kurulu adına yazılı olarak yaptığı bir basın açıklaması ile “Dernekler Yönetmenliğinde” yapılan değişikliğe ilişkin görüşlerini sırladı.
Söz konusu düzenlemenin bir “fişleme” olduğunu ve iptali için dava açacaklarını belirten Aydın, “Bu değişiklik kişisel verilen işlenmesi, kullanılması ve özel hayatın gizliği ilkelerine aykırıdır. Kamu güvenliği ilkesinin arkasına sığınarak, 11 milyon kişinin bilgilerini kaydetmek, işlemek ve kullanmak hem Anayasaya, hem de yasaya aykırıdır.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Barosu yaptığı yazılı bir açıklama ile “Dernekler Yönetmenliğindeki Değişikliğe” ilişkin görüşlerini belirtti.
Türkiye’de şu anda 114 bini aşkın dernek ve bu derneklerin 11 milyonu aşkın üyesi bulunduğunu belirten Diyarbakır Barosu, Bakanlığın söz konusu yönetmelik değişikliğine itirazları olduğunu vurguladı.
Diyarbakır Barosu, 1 Ekim 2018 günlü resmi gazetede yayımlanan dernekler yönetmeliğinin 83. Maddesinde değişiklik ile derneklerin kendi üyelerine ilişkin bilgileri 30 gün içerisinde içişleri bakanlığına bildirilmeleri yönünde yapılan düzenlemeye ilişkin görüşlerini şöyle sırladı:
“Bu değişiklik kişisel verilen işlenmesi, kullanılması ve özel hayatın gizliği ilkelerine aykırıdır. Kamu güvenliği ilkesinin arkasına sığınarak, 11 milyon kişinin bilgilerini kaydetmek, işlemek ve kullanmak hem Anayasaya, hem de yasaya aykırıdır.
Devletin sivil toplum örgütlerine kriminal yaklaşımı nedeniyle son dönemlerde kırılgan bir seyir izleyen “örgütlenme özgürlüğü” hakkı, bu değişiklik ile ortadan kaldırmaya çalışılmaktadır. Bu değişiklik toplumda; “izleme, denetleme ve fişleme” olarak algılanmaktadır. Dolaysıyla son dönemlerde yurttaşların devlet ile olan ilişkilerindeki (işe alınma, işten çıkarılma, kamu hizmetlerinden yararlanma, kamudan ihale alma vb.) taraflı ve ayrımcı uygulamalar gözetildiğinde, özel olarak muhalif derneklere, genel olarak tüm sivil toplum örgütlerine üye olanlara ya da üye olmak isteyenlere bir gözdağıdır. Dernek üyelerine ait bu veriler ileride kamuya girme ya da halihazırda kamuda çalışanların işlerine son verme kararlarına gerekçe olarak kullanılma riskini taşımakta, dolaysıyla bir nevi “fişleme” olarak görülmektedir.
Bu değişiklik; örgütlenme ve ifade özgürlüğü ilkeleri açısından Avrupa değerlerinden uzaklaşmayı da beraberinde getirecektir. 2000’li yılların başından başlayarak AB müktesebatı ile uyum sağlamak amacıyla özellikle Dernekler Kanununda yapılan bütün iyileştirmeler, bir tek değişiklik ile ortadan kaldırılmaktadır.”
Örgütlenme ve ifade özgürlüğünün temel araçları olan derneklere yönelik bu uygulamayı kabul etmediklerini ifade eden Diyarbakır Barosu, söz konusu düzenlemenin hem derneklere, hem de kamuya önemli bir iş külfeti getireceğini ve bürokratik yazışmaların dernek yönetimlerinin kendi faaliyetlerine odaklanmasına engel olacağını kaydetti.
Ayrıca Diyarbakır Barosu olarak söz konusu düzenlemenin iptali için dava açılacağı duyuruldu.