Diyarbakırlı yazar ve şair Devran Sinanoğlu’nun Haziran 2021’de Beşpınar Şehit Süleyman İyikul Kütüphanesi ile başlattığı “Sağlıklı Bir Gelecek İçin Kitap Okumalı ve Okutmalıyız” sosyal sorumluluk projesini Haziran 2022’de Tellikaya Şehit Cengiz Tokur Kütüphanesi ile tamamladı. Proje kapsamında 1 yıl içinde Diyarbakır’da 100 köy okulunun kütüphane ihtiyaçları karşılandı.
11 kitabı yayınlanan yazar ve şair Sinanoğlu, kitabının gelirlerini çocuklara bağışladı. Yazdığı “Kaplumbağanın Zaferi” adlı çocuk kitabını da kütüphanelere ve öğrencilere ücretsiz dağıttı.
Proje kapsamında Diyarbakır ‘da 100 köy okuluna 95 bin 670 kitap ve 3 bin 22 tane başta çanta olmak üzere defter, kalem, silgi gibi kırtasiye ürünlerini ulaştıran yazar Devran Sinanoğlu, “Bir yıldır gecemizi gündüzümüze katıp, sürdürdüğümüz projemizin sonuna geldik. Bu çalışma kapsamında Diyarbakır dışında; Muş/Malazgirt, Şanlıurfa/Siverek, Van/Edremit, Batman/Merkez, Rize/Ardeşen, Erzurum/Yakutiye, Ağrı/Doğubeyazıt’taki okullarımıza da 6 bin 125 kitap ve kırtasiye ürünlerini ulaştırdık” dedi.
OKUL KÜTÜPHANELERİNE 101 BİN 795 KİTAP ULAŞTI
Proje kapsamında köy okul kütüphanelerine, öğrenci kardeşlerimize toplam 101 bin 795 kitap ve 3 bin 22 kırtasiye ürünlerini ulaştırdıklarını ifade eden Sinanoğlu, şöyle dedi:
“Topladığımız ve okullara gönderdiğimiz kitaplar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavsiye ettiği kitaplardı. Siyasi, ideoloji, felsefi vs. tür kitapları kabul etmedik. Kampanya süresince hiç kimseden para kabul ve talep etmedik. Bizim paraya değil, kitaba ihtiyacımız vardı. 1 yıldır sürdürdüğümüz kampanyamıza kitap ve kütüphanelerin diğer ihtiyaçları olan perde, masa, kitaplık, sandalye vs. desteğinde bulunan Sivil toplam kuruluşlarına, Belediyelere, yazar dostlarıma, Türk silahlı kuvvetlerine, Emniyet personeline, memurlara, öğretmenlere, öğrencilere, özellikle gazetecilere, iş insanlarına ve kitapseverlere çok teşekkür ediyorum.
“KAMPANYADAN DOLAYI TEHDİKLER ALDIK İFTİRALARA MARUZ KALDIK”
Kampanya kapsamında tehditler aldık, iftiralara maruz kaldık, gerçeklikle hiç bir bağı olmayan yalan beyanlarla şikayet edildik, bürokrasi tarafından engellerle karşılaştık. Hiç bir olumsuzluğa boyun eğmedik, geri adım atmadık. Tüm bunlara rağmen bir konu hariç hakkımız herkese helal olsun. O konuda şu: Ramazan ayında köy okullarına malzeme götürürken anlımızdan ter akıyordu. İnsanlar saat 19:00’da iftarını açarken, biz 20:30’da iftarımızı açıyorduk. Bunu bilen ve sözde bizimle beraber olan insanların bize iftira atıp, dedikodu yapmaları bizde kabuk tutmayacak manevi yaralara sebep olmuştur. Bu kişilere hakkımı helal etmiyorum. Biz, inancımız gereği ilahi adalete inanıyor ve O’na sığınıyoruz. Şikayet dilekçemizi yazıp, Allah’a gönderdik. İlahi adalet yerini bulacaktır. Başına kar yağmayan, dağ yoktur. Siz istediğiniz dağa güvenip, sırtınızı dayayın biz Allah’ımıza güveniyor, sırtımızı ona yaslıyoruz. Aslı olmayan ve “çamur at, tutmasa da izi kalır.” Mantığıyla bizim aleyhimizde, yaptığımız çalışmayı karalamak için iftira atıp, durmadan bir yerlere bizi şikayet eden, topluma faydası olmayan, toplum üstünde asalak olarak yaşayan, tabiri caizse siyaset avaneliği yapanlar. Unutmayın ki küçük insanlar; idealist, büyük insanların dedikodusunu yapmaya mahkumdur. Sizler küçüklüğünüzün bilinciyle dedikodu ve iftira atmaya devam edin. Bizler büyüklüğümüzün ve büyüdüğümüzün bilincindeyiz. Bu bilince sahip olarak bundan sonra ki süreçte daha çok proje hazırlayacağız, daha çok üreteceğiz, insanımıza faydalı olmak için daha çok çalışacağız.
“PROJE İÇİN KİMSEDEN TEŞEKKÜR BİLE BEKLEMEDİK”
Bizler bu projeyi başlatırken hiç kimseden kuru teşekkür bile beklemedik. Hiç bir maddi ve manevi beklenti içinde olmadık. Allah rızası için yola revan olduk. Çünkü biz insan aşığı, memleket sevdalısıyız. Bizim bir sevdamız, idealimiz, davamız olduğu için çocuklarımıza hizmet ettik. Hiç bir beklenti için de olmamamıza rağmen bir takım kişiler bizim dernek ve kolejlerden kendi adımıza plaket yapmalarını ve haberimiz yokmuş gibi bizlere vermelerini güya istemişiz. Hiç bir dernek ve kolejden bırakın plaket almayı, kuru teşekkür bile almadık. Hiç kimse bize plaket vermedi. Bizim ayaklarımızı yok sayıp, bize çelme atanlar şunu bilsinler ki, biz o ayakları doğru yolda yürümek ve dik durmak için kullanıyoruz.
“PROJEYİ TAMAMEN KENDİ YAZARLIK KİMLİĞİMİZLE YAPTIK”
Biz bu projeyi tamamen kendi yazarlık kimliğimizle yürüttük. Hiç bir STK, İş insanı, kurum veya kuruluşla ortak hareket etmedik. Şucu, bucu olmadık. Hala kitapçılara, kitap borcumuz var. Çalışma ile ilgili kim ne bilgi istiyorsa özelden bize ulaşabilir, paylaşmaya hazırız. Ve söylediklerimizin aksini ispat edecek olanlar varsa, lütfen savcılığa bizim hakkımızda suç duyurusunda bulsunlar. Bizim anlımız açık, vermeyeceğimiz hiç bir hesap yoktur. İftira atan arkadaşlar biraz kitap okusunlar. Kitap okumak, zihni kötü düşüncelerden temizler. Kitap okumak, aklı kibarlaştırır. Kitap okumak, hayata bakış açınızı değiştirir”